Header ads

Header ads
BU DESiFREYi OKUMAK iCiN .RESME TIKLAYIN KONU ARSiViNDEN DE BULABiLiRSiNiZ



BÜLENT ARINC ADAM OLDU GEZMELERE CIKMIS.

TAYYIBI ARATMIYOR EEEE NEDE OLSA TAYYIBIN BASI KALABALIK TABi KIMDEN NE KADAR CALDI HESAPLAR KARISTI HERALDE

HALE SAHTE DINCILIGE DEVAM EDEN SU HAYSIYETSIZE BIR BAKIN

ORUCLU AGZIMLA KONUSTURMA DIOR.SENIN HERYERIN ORUC OLSA NE YAZAR.

MERAK EDIYORUZ GECELERI ZEBANILER RÜYANIZA GIRMIYOR MU SIZIN.

O CIFTCIYEDE MÜSTAHAK HALA AK PARTILIYIM DIOR.AZIZ NESIN HAKLIYMIS

BU ÜLKE'NiN YÜZDE 60'I APTAL









28 Şubat sürecinin istihbaratçılarından

Bülent Orakoğlu,

çok


çarpıcı iddialarda bulundu



Türkiye tarihi akıp gidiyor, bazı gizemli olayların perde arkalarını ise anca ömrü yetenler görüyor. Siyasi cinayetler, faili meçhuller, vurgunlar, örgütler, partiler, kişiler, kurumlar. Derin devlet, siyaset ve asker. Her şey matruşkalar gibi, oyun içinde oyun gibi. Doğru bildiğimiz, sevdiğimiz, üzüldüğümüz, kızdığımız, nefret ettiğimiz şeylerin “aslı” ne? Neyi ne kadar doğru biliyoruz?

İşte Ergenekon. Daha davası başlamadan binlerce sayfalık kaynağı oluştu (iddianame), onlarca kişi tutuklandı. Dava başlayınca kim bilir ne kadar sürecek, kim nasıl itiraflarda bulunacak (yada bulunmayacak), davanın seyri ve sonucu ne olacak? Hepsini bize zaman gösterecek.

Uğur Mumcu cinayetine kadar uzanan (hatta onu da geçip, temeli 1950’lilere varan) Ergenekon olayı artık neredeyse, Türkiye’de derin devletin geldiği son nokta olarak adlandırılmaya başlandı. Peki Mumcu ve Sabancı suikastleri gibi 1990’lı yıllardaki en büyük kırılma noktalarının perde arkalarında ne vardı? İşte bugünkü Ergenekon’u anlayabilmemiz için 1990’lı yılların kanlı günlerine dönmek ve o günleri en iyi yaşayanların sözlerine kulak vermemiz gerekiyor.

Eski bakanlardan Fikri Sağlar ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, dün Kanaltürk’te Fatih Karaca’nın konuklarıydı İki ismin açıklamaları dikkat çekiciydi.

Sağlar, Türkiye’deki derin devletin perde arkası için yabancı güçlere dikkat çekiyor ve şunları söylüyor:

“Ergenekon gibi ‘gladyolar’ devletin içine sızar. Bu ortaya çıktığında ise arkalarındaki ‘yabancı güçler’ geri çekilir. O zaman da o ülkenin hukuku kendi kurumlarında görevli kişilerle karşı karşıya kalır..”

UĞUR MUMCU’NUN BİLDİĞİ..

Fikri Sağlar:
“Uğur Mumcu, Abdullah Öcalan ve PKK’yla ilgili çok çarpıcı bilgilere ulaşmıştı. Bu bilgiler ortalığı karıştıracak türdendi.

Dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal’a ulaşıp aktarmak istedi. Ancak o sırada Özal, Kafkaslar’da gezideydi. Mumcu bunun üzerine konuyu telefonla Eşref Bitlis’e anlattı.

Mumcu bu konuşmadan 3 gün sonra öldürüldü. Eşref Bitlis’in

ise 25 gün sonra uçağı düştü. Ve 1,5-2 ay sonra da Özal öldü.


SABANCI VE KAMHİ’YE SALDIRILAR

Fikri Sağlar:

“Türkiye’de sermayeye yönelik iki büyük saldırı olmuştur. Bunlardan biri Kamhi’nin saldırıya uğraması, diğeri ise Sabancı cinayetidir.

Kamhi, Türkiye’de inanç birlikteliğini ortaya koyan, inançlar arası dayanışmayı savunan birisiydi. Peki ona kim saldırdı? Din teröristleri.

Gelelim Sabancı suikastine. Sakıp Sabancı’nın TÜSİAD’ta yetkili olduğu dönemde bir Kürt Raporu hazırlandı. Çok iyi bir rapordu. Türkiye’deki Kürt sorununu en iyi şekilde ortaya koyan ve çözüm önerileri getiren bir rapordu.

Fakat ne oldu? Solcu taşeron örgütler Sabancı’yı öldürdü. Sonra öldüren kişi (Mustafa Duyar) teslim oldu, olayı açıklayacağını söyledi. Ancak o da cezaevinde öldürüldü, öldürtüldü. (Nurişler tarafından.)

Tesadüfe bakın ki, Parsadan’la koskaca cezevinde aynı yerdeler kaldırlar. Parsadan, bir dönem örtülü ödenekteki skandalların ortaya çıkmasına neden olmuştu.

Bunları hepsine baktığımızda, Fehriye Erdal ve diğer buna benzer faaliyetlerde bulunanları, kaçtıkları ülkelerden istemelerde, yanlışlar yapıldığı da ortadadır. Fevzi Özbayır’ı isteyemedik. Neden; başvuru süresi geçmişti..”

“APO ERGENEKON ÜYESİDİR”

28 Şubat sürecinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Bülent Orakoğlu
, Ergenekon terör örgütüne yönelik çok çarpıcı iddialarda bulundu:

Orakoğlu, PKK, Dev-Sol, Hizbullah ve Hizbuttahrir örgütlerinin Ergenekon tarafından kurulan ‘naylon’ örgütler olduğunu ifade ederek, “Abdullah Öcalan da Ergenekon üyesidir. Abdullah Öcalan devlet görevlileri ile bir araya geldiğini, görüştüğünü söylemiştir ama Ergenekon’un adamı olduğunu söylememektedir” dedi.

Bülent Orakoğlu:

“Ergenekon bir suç örgütüdür. Toplumda bir ayrışma olarak kullanılmak isteniyor. Öcalan’ı kim kurduysa o yönetiyor. Aynı şekilde bunların da arkalarında birileri var. Bu süreç beraberinde siyasi cinayetleri ve faili meçhul cinayetleri getirebilir..”

LAİKLERE KARŞI DEĞİL..

Fikri Sağlar:

“Ergenekon davasının laiklere, yurtsever ve cumhuriyetçi kişilere karşı bir dava olduğu anlayışından vazgeçmemiz gerekiyor.

Bu, devletin içine sızmış olan gayri-meşru ve gayri-kanuni birilerinin temizlenmesi operasyonudur. Ülkesini seven birileri bu dava bize karşıdır diyor. Bu yanlıştır.


AK Parti'de

büyük kavga

Aliağa’da AKP'li Belediye Meclisi üyesi Şafi Teymur, AKP'li Belediye Başkanı Tansu Kaya'nın ihalelerde yolsuzluklar yaptığını iddia etti

İzmir’in Aliağa ilçesinde, AKP'li Belediye Başkanı Tansu Kaya’nın, geçen hafta basın toplantısında, aralarında bir belediye meclis üyesinin de bulunduğu kişilerin kendisine şantaj yaptığı iddiasının ardından sular durulmuyor. Kaya'nın bu açıklamalarına, imalı olarak suçlanan AKP’li meclis üyesi Teymur yanıt verdi. 2006 yılında belediye denetleme komisyonuna başkanlık yaptığını söyleyen Teymur, şöyle dedi:

“Denetleme komisyonunda 40 cilt hizmet takip fişi, yani takriben 1600 sayfanın kayıp olduğunu gördük. Kalan fişlerle de para toplandığını ve bu paraların kimde olduğunu araştırdık, rapor ettik. Toplanan bir kısım paraların da kayıtlara geçmediğini, bu paraların Başkan Yardımcısı İrfan Güngör’de olduğunu tespit ettik.”

Belediye şirket müdürü neden kaçtı?

Başkan Kaya'nın ihale yolsuzluklarına ve başka kirli işlere karıştığını öne süren Şafi Teymur, son günlerde, kendisine şantaj yapıldığına ilişkin açıklamalarla bunları örtbas etmeye çalıştığını iddia etti. Teymur şöyle devam etti:

Tansu Kaya’nın toplantısının sürdüğü aynı dakikalarda, okuldan arkadaşı olan ve adı akaryakıt kaçaklığına karışan belediye şirket müdürü M.E.'nin apar topar, kaçarcasına evini yükleyip ilçeyi terk etmesi çok manidardır.”


İzmir dışında olduğu bildirilen Kaya'ya ulaşılamazken, Teymur'un iddialarıyla ilgili olarak gelecek günlerde açıklama yapacağı belirtildi.




Terörist

Usame Bin Ladin

İstanbul'da!!!!!!




İnternete sızan bir FBI raporuna göre, El Kaide lideri Bin Ladin, 1994 yılında verdiği röportajda "İstanbul günlerinden" bahsetmiş.

Bin Ladin, bugüne kadar uluslararası medyanın gözünden kaçan Arapça röportajda, "Sovyetler Kabil’i işgal ettiğinde ben Türkiye’de yaşıyordum. İstanbul’da CIA’nın Arap mücahitlerini Afganistan’a gönderdiği bir transit kamp vardı" diyor.

Hürriyet'in haberine göre, Amerikan Bilimadamları Federasyonu (FAS), El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in 1994 ile 2004 yılları arasında verdiği tüm röportajları ve yaptığı tüm açıklamaları derleyen Ocak 2004 tarihli bir FBI raporunu ele geçirdi. FBI’a bağlı olarak dünyada "açık istihbarat" toplayan ABD Dış Yayınlar Bilgi Servisi (FBIS) tarafından hazırlanan 277 sayfalık raporda, Arap gazetelerinin Bin Ladin ile yaptığı, dünya basınının gözünden daha önce kaçan birçok röportaj ve açıklama yer alıyor.

"Sadece resmi kullanım için" uyarısı taşıyan ve "ABD hükümeti ile müşterilerine yönelik olduğu" belirtilen rapordaki "bilinmeyen" röportajlardan en ilginci, Londra’da Arapça yayınlanan "Kahire" gazetesinde çıkmış. Feyize Saad’ın Usame bin Ladin ile açıklanmayan bir tarihte yaptığı röportajı, muhabir Roz el Yusuf, 17 Haziran 1996’da gazete sütunlarına ikinci ağızdan taşıyor.

Wimbledon’da lüks villa

O dönemde Sudan’dan henüz sınırdışı edilen Bin Ladin ile Londra’nın kuzeyindeki Wembley’de bulunan lüks villasında buluşan muhabir, Afgan ve Arap mücahitlerin gözetiminde röportaja başlıyor. 2 bin 300 kelimelik habere göre, soru sorulmasına fırsat vermeyen Bin Ladin kendisini anlatmaya koyuluyor. "Sahte bir isimle çıkarılmış Sudan diplomatik pasaportu taşıyorum. Adım Usame bin Ladin. 44 yaşındayım ve Mekke’de doğdum" diyen Bin Ladin, ardından şu ifadeyi kullanıyor:

"Sovyetler Birliği, Afganistan’ın başkenti Kabil’i işgal ettiğinde ben Türkiye’de kalıyordum. Şu anda bahsetmek istemediğim bazı görüş ayrılıkları yüzünden Suudi Arabistan’ı terketmiştim. Ticaret yapıyordum. İstanbul’da kalırken, İran-Irak savaşı çıkınca ülkelerini terkeden birçok İranlı tüccar ile tanıştım. O zamanlar, Arap mücahitleri, İstanbul’da bir transit kampı kuran CIA’in yardımıyla Afganistan’a gitmeye başlamıştı. Gönüllüler kampta kalıyor, ardından Afganistan’a doğru yola çıkıyordu."

Türkiye şubesinden Bin Ladin’e yardım

Finansmanı derneklerden

EL Kaide lideri, Kahire gazetesinde yayımlanan röportajda, "Bin Ladin Örgütü’nün, Türkiye, Arnavutluk, Malezya, Pakistan, Hollanda, İngiltere, Romanya, Rusya, Lübnan, Irak ve bazı Körfez ülkeleri olmak üzere toplam 13 ülkede ’yardım faaliyeti’ yürüttüğünü" söylüyor ve finansmanın büyük bölümünün 1982’de Afganistan’da kurulan "Human Concern International Society" adlı dernekten geldiğini belirtiyor. Bu dernek yoluyla Afganistan’a ilaç, gıda ve silah sağlayan Ladin, daha sonra Sudan’da dev yatırımlar yapmaya başlamış.

Merkezi Stockholm’de bulunan derneğin, Türkiye, İngiltere, Almanya, Hırvatistan ve İtalya’da şubeleri vardı.

About irFaN DeRiN GüNDeM

Hi there! I am Hung Duy and I am a true enthusiast in the areas of SEO and web design. In my personal life I spend time on photography, mountain climbing, snorkeling and dirt bike riding.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

KÜRT ACILIMININ TÜM DESiFRESi

iYi iZLE AKP TÜRKiYEYi BÖYLE SATIYOR _______________________________________________________________________ OLASI BiR iSTANBUL DEPREMi OLURSA AMERIKA TÜRKIYEYI ISGAL EDER