DENIZ BAYKALIN MAL VARLIGI CALIK GRUBUNA DOGAN GRUBUNDAN BELGE

CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar yanlısı bürokratların AKP'ye yakın işadamları için uluslararası arenada iş takipçiliği yaptığını gözler önüne serdi

YeniHarman dergisinden Kutlu Esendemir'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanlığı Enerji, Su, Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcısı, Elçi Mithat Rende’nin Çalık grubu adına Ceyhan-İsrail petrol boru hattı projesi için aracılık yaptığını ifade ediyor. Yeni Harman Dergisi, yeni sayısında işte bu skandal belgeyi yayınladı.

İŞTE O BELGE:

“T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI

(Enerji,Su ve Çevre İşleri Genel Müdürlüğü Yardımcılığı)

SAYI:ESGY-1-12-…..-S4

KONU:İsrail Ulusal Altyapı Bakanlığı Müsteşarı’yla görüşme

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞINA

(Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı)

İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Fuad Ben Elizer’in, 15 Kasım günü bir araya geldiği Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Mehmet Hilmi Güler’e görüşmesinde gündeme gelen Çalık Grubu’nun İsrailli Bakan’a (okunamıyor) ilişkin görüş alışverişinde bulunmak üzere anılan Bakanlık Müsteşarı Eli Ronen’le talebine binaen Tel Aviv Büyükelçiliğimizin konuya ilişkin maruzatı aşağıda sunulmuştur.

Eli Ronen, üzerinde durulmakta olan boru hattı projeleri bağlamında Çalık Grubu’nun Bakan Ben Eliezer’e muhatap mektubu hakkında değerlendirmemi sordu.

Muhatabıma.Çalık Grubu’nun uluslararası alanda iş yapan tanınmış bir Türk şirketi olduğunu,enerji alanın da faaliyet gösterdiğini, anılan holdingin Samsum-Ceyhan petrol boru hattı projesiyle de ilgilenmekte olduğunu, Grubun, Ceyhan-İsrail arası boru hattı projelerine ilişkin yapılabilecek fizibilite çalışmasının finansmanını da üstlenmeyi taahhüt ettiğini ancak, bu konuda her iki hükümetin desteğine de ihtiyaç duyulduğunun sözkonusu mektuptan anlaşıldığını söyledim.

Müsteşar Ronen, özetle üzerinde durulmakta olan boru hattı projelerine ilişkin fizibilite çalışmasını bir Türk-İsrail konsorsiyumu (Türkiz) çerçevesinde yürütmek isteyen Çalık Grubu’nun, söz konusu çalışmanın finansmanını da sağlayacak olmasının elbette olumlu olduğunu. Bakan Ben Eliezer’in Sayın Güler’e anılan öneriyle ilgili olumlu ifadelerinin de buna işaret ettiğini ancak, İsrail mevzuatı çerçevesinde birbirine paralel yürütülecek iki vitesli bir yaklaşımı tercih ettiklerini öncelikle doğalgaz boru hattını esas alan bir

“RFI” (Request for Information) yayımladıklarını ilgili şirketin buna yanıt vermesinin bekleneceğini bu yanıtı doğalgazın yanı sıra su, petrol ve diğer konulara da yer verilebileceğini öte yandan bu sürecin yanı sıra konuyla ilgili olarak iki ülke Enerji Bakanlıkları arasında da görüşmelerin gerçekleştirilebileceğini “RFI”a alınacak yanıt bağlamında ilgili şirketin de iştirakiyle üçlü bir orta metin imzalanabileceğini belirtti.

Müsteşar Ronen ayrıca, iki ülke elektrik sektörleri hakkında bilgi değişiminde bulunmak ve elektrik şebekelerinin enterkonneksiyonu konusunu ele almak amacıyla Türkiye-İsrail Enerji Çalışma Grubu’nun ilk toplantısında mutabık kalındığı üzere yıl sonundan önce bir Ortak Uzmanlar Grubu toplantısı yapılmasının beklediklerini öte yandan Enerji Çalışma Grubu’nun ikinci toplantısının Ocak 2006 yerine, erkene alınarak Aralık 2005’de düzenlenmesi hususunda Ben Eliezer tarafından yapılan öneriye sayın Güler’in olumlu yanıt verdiğini incelemelerde bulunmasının faydalı olacağını belirtti.

Bu görüşmeyi müteakiben talebi üzerine Müsteşar Ronen ile birlikte görüştüğüm Bakan Ben Eliezer Türk meslektaşıyla üzerinde durmakta oldukları konularda hızlı adımlar atılması için talimat verdiğini Türkiye ile enerji alanında işbirliğine özel bir önem verdiğini ifade etti

İsrail Ulusal Altyapı Bakanlığı tarafından yayınlanan “RFI” ekte sunulmaktadır.

Saygılarımla arz ederim.

Bakana

Mithat RENDE

Elçi Genel Müdür Yardımcısı

DENiZ BAYKAL HEP SÖYLÜYORUZ YINE SÖYLÜYORUZ ATATÜRKCÜLÜGÜN YÜZ KARASISIN.

CHP'YI HICBIR ZAMAN HAK ETMEDIN ETMIYORSUNDA EMEKLILIK ZAMANIN GELMEDIMI YETERI KADAR HERKES CALDI CIRPTI.

NIHAT GENCIN'DE DEDIGI GIBI MELLIH GÖKCEK DOSTUNUN MILLETIN SUYA ELEKTIRIGE VERDIGI VERGI PARALARI 4.CÜ METRESININ ADA MASRAFINA GIDIYOR...

BU MILLETIN EVLATLARININ YAKASINDAN ARTIK DÜSÜN DEFOLUN.ATATÜRK'ÜN HATIRASINIDA YERLE BIR ETTINIZ.

HESABINI GÜN GELIR ELBET VERIRSINZ.

İşte Baykal'ın malvarlığı
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın yeniden gündeme getirdiği "Baykal'ın mal varlığı" tartışmaları siyasette en çok tartışılan konuların başında geliyor. 2006 yılında da gündeme gelen Baykal ve eşinin malvarlığı ile ilgili iddialar Hürriyet Gazetesi'nde yer almamıştı. Fırat'ın iddialarına göre, Baykal'ın 2006'da açıkladığı malvarlığında yer almayan Antalya'daki iki arsa ile eşi Olcay Hanım'a ait ev ve arsalar 3628 sayılı mal bildirimini düzenleyen kanuna uygun değil. Baykal'ın yasada yer alan birinci derecedeki yakınlarına ait menkul, gayrimenkul, hisse ve diğer mal varlıklarını açıklamadığı, Olcay Baykal'ın Antalya Tapu Müdürlüğü kayıtlarındaki varlıklarının verilen mal beyanında görülmediğine ilişkin iddialar da Hürriyet Gazetesi'nde yer bulmadı.

YOL GEÇEN ARSA

Hürriyet'in aynı tarihlerde yer vermediği bir diğer haber ise Baykal'ın Antalya'daki milyonluk arsalarıydı. İddialara göre, Baykal 1987 yılında 65 milyon lira ödeyerek ortak aldığı Antalya'daki 24 dönümlük tarla büyük bir rant sağladı. Buna göre DYP'li Antalya Belediyesi döneminde 4 Ekim 1991'de plan tadilatı yapılarak bölgeden Termessos Bulvarı'nın geçirilmesi kararlaştırıldı. Ardından 1994'te ilk kademe belediye olarak kurulan Muratpaşa Belediyesi, 30 Aralık 1998'de son plan tadilatı yaptı. Eski adıyla Termassos, yeni adıyla Hamza Taş Bulvarı, Baykal'ın tarlasının ortasından geçince, ikiye bölünen arazi büyük değer kazandı. 0.80 emsalli bölgedeki iki imarlı parsel üzerinde toplam 7 bin 300 metrekarelik inşaat yapılabilir. Baykal kendisi inşaat yaparsa 4-5 milyon YTL değerinde binaya sahip olacak. Eğer Baykal arsayı müteahhide verirse 1.6-2 milyon YTL kazanacak.

ERSOY'UN İDDİALARI

Hürriyet, Deniz Baykal'ın 1980'de sahne yasağı koyulan Bülent Ersoy'dan yasağın kaldırılması için dönemin parasıyla 100 milyon lira istediği iddialarını Ağustos 2005'te gündeme getirdi. Doğan Holding, İş Bankası ile ortak satın aldığı Petrol Ofisi'nin yüzde 44'lük hissesini Eylül 2005'te CHP'li yönetim kurulu üyelerinin de onay vermesiyle İş Bankası'ndan 616 milyon dolara aldı. Doğan Holding, altı ay sonra ise hisselerinin yüzde 34'ünü Avusturyalı enerji şirketine 1 milyar dolara sattı.

BAYKAL'IN MAL BEYANI (2006)

* Ankara Oran'da ve Antalya Kemer'de 2 daire
* Antalya Kaş'da 16 dekar zeytinli tarla.
* Antalya Merkez İlçede 24 dekar arazi.

Miras kalan taşınmazlar:
* Antalya Merkez'de 100 metrekarelik bir dairenin yarım hissesi.
* Antalya Merkez'de bir evin yarım hissesi.
* Ankara Beysukent'te kooperatif hissesi.
* Bodrum, Maviköy'de kooperatif hissesi.

OLCAY BAYKAL'A AİT MÜLKLER (TAPU KAYDI)

* Kaş'ta 1411 metrekarelik arsa.
* Merkez'de 575 metrekarelik arsanın yarım hissesi. (Olcay Hanımın kızkardeşi ile ortak)
* Merkez Demircikara Mahallesinde 906 metrekare arsa.
* Merkez Kışla Mahallesi. Bağımsız mesken.
* Merkez Bahçalievler Mahallesi. Mesken.
* Merkez Haşim İşcan Mahallesi.Kagir Ev. (Ev kullanılamaz durumda)
* Merkez Haşim İşcan Mahallesi.Bahçeli kagir ev.

TAYYIP ERDOGAN MEDYADA ACIKLAMAZSSAN BEN ACIKLARIM BAK ALMAN DIORKI DENIZ FENERI PARALARI SEL FELAKETINE YARDIMA GITTI.

BiZE iFTiRA ATIYORSUNUZ DIORDU;

COK GÜVENDIGI ALMANYA TAYYIBI SATTI HERSEY ACIKCA ORTADA

LOSER TAYYIP

Almanya'da görülen Deniz Feneri e.V. davası iddianamesinin 26 sayfasında adı geçen kilit sanık Zekeriya Karaman’ın, Türkiye ve Almanya’daki bağlantıları ile ortak olduğu şirketler dikkat çekiyor

- Zekeriya Karaman, Deniz Feneri e.V.'nin Kasım 2006'ya kadar başkanlığını yapan Mehmet Gürhan ve RTÜK Başkanı Zahid Akman ile yurtiçinde ve yurtdışında birçok şirkette ortak.

- İddianamede, adı Beyaz Holding olarak değiştirilen Beyaz İletişim AŞ'de, Deniz Feneri e.V.'nin paralarını usulsüz kullanmakla suçlanan Gürhan ve Akman ile ortaklığı bulunan Karaman, Kanal 7'nin sahibi olan Yeni Dünya İletişim AŞ'nin de başında.

- Başbakan Erdoğan ile yakın ilişkisi bulunan Karaman'ın oğlu, Erdoğan'ın oğluyla bacanak.
- Önce genel koordinatörü olduğu Kanal 7'nin sahibi olan şirketin uzun süredir yönetim kurulu başkanlığını yaptı, AKP'nin 2002 seçim zaferiyle televizyonun finansmanı için Almanya'da şirketleşmeye gitti.
- 2003'te Gürhan ve Akman ile Almanca'da "beyaz, ak" anlamına gelen Weiss Gmbh şirketini kurdu. Aynı isimlerle Euro 7 Gmbh, Atlas Media Gmbh ve Yeni Şafak Gmbh şirketlerinde ortaklık yaptı.

- İddianameye göre, Deniz Feneri e.V'nin kasasından Weiss Gmbh'ye 3.5 milyon euro’su gayrimenkul alımı olmak üzere yaklaşık 5 milyon euro aktarıldı. Euro 7 Gmbh'ye 750 bin euro, Atlas Media Gmbh'ye 289 bin euro nakit aktarıldı.
- İddianameye göre, Karaman'ın Gürman ile ortak olduğu bir başka şirket de Haliç Deniz Ltd. Deniz Feneri e.V.'den aktarılan 400 bin euro’nun da yardımıyla 1.2 milyon euro’ya Baltic Kristina isimli gemiyi aldı.
- Deniz Feneri e.V.'nin resmi kayıtları, derneğin Almanya'daki merkezinde bulunurken, usulsüzlüklerin tespit edildiği gayri resmi muhasebe kayıtları 2005'ten bu yana, başında Karaman'ın bulunduğu Kanal 7'nin server’larında olduğu bilgisi iddianamede yer alıyor.


- İddianameye göre Karaman, Deniz Feneri e.V.'nin de gayri resmi başkanı olarak görev yapıyordu. Bu durum iddianamede şöyle anlatılıyor:
"Almanya’da toplanan yardım paraları ya Gürhan tarafından, ya da görevlendirip yetkilendirdiği kişiler (Ermiş, Taşkan, Kurum) tarafından bankalardan 'cash' çekiliyor ve Türkiye’ye, oradaki Deniz Feneri’nin gayriresmi başkanı olan Karaman'a götürülüp teslim ediliyordu. O da parayı tekrar Almanya’ya, kurulan şirketlerin (Atlas Media, Weiss Handelsgesellschaft, Euro 7, Yeni Şafak ve European Consulting) sermayesi olarak havale ediyordu. Paralar da borç olarak gayri resmi muhasebeye geçiriliyordu. Kurulan şirketlerin sermayeleri bu şekilde finanse edilmiş oluyordu.

- İddianameye göre Karaman, Gürhan'ı Almanya EURO 7 (Kanal 7 Avrupa) için sorumlu ve yetkili kişi olarak görevlendirdi. Daha önce genel müdürlüğü Akman'ın yaptığının belirtildiği iddianamede Karaman'ın Türkiye’ye nakit getirilen paraları teslim alırken, kısmen de teslim ederken belgeler imzaladığı anlatılıyor.
- Berlin Milli Görüş Teşkilatı hukuk danışmanı Abdurrahim Vural'ın yazdığı sanılan ve 20 Şubat 2007'de Frankfurt Savcılığı'na gönderilen yazıda, Karaman'ın aynı zamanda kendisine verilen paraları Türkiye'ye getirerek kuryelik görevi yaptığı belirtiliyor.
- İddianameye göre, Almanya’da nakit olarak çekilip Türkiye’ye götürülen paraların tümü Karaman'a teslim edildi, muhasebe kayıtları üzerinde görülen "DF" ve "TR" ibarelerinin Karaman anlamına geldiği belirtiliyor.
- Mehmet Taşkan ifadelerinde, Kasım 2004'te Türkiye’ye gittiğinde Karaman'a derneğin 200 bin euro’sunu elden teslim ettiğini, parayı İstanbul’da, bürosunun bulunduğu Kanal 7’nin üçüncü katında teslim ettiğini söyledi. Taşkan, Kanal 7 binasına uğradığını ve Almanya’ya götürmesi için içinde "Alındı" makbuzlarının bulunduğu bir bavul verildiğini söyledi..

- Sanıklardan Firdevsi Ermiş, kendisinin de bizzat Türkiye'ye 200 bin euro götürdüğünü, Mehmet Gürhan'ın da, daha sonra gemi alınmasında kullanılan 200 bin euro’yu bizzat Türkiye’ye götürerek Karaman’a teslim ettiğini söyledi.
- Taşkan, Karaman'ın Deniz Feneri e.V.'ye yapılan baskın ve tutuklamalarla ilgilendiğini anlatırken, haftada üç kez yapılan toplantıların tamamında Karaman'ın operasyonlarında kullandığı Mustafa Çelik ve İsmail Karahan da hazır bulundu.
- Taşkan'ın ifadesine göre Karaman bu görüşmelerin birinde, yoksullara yapılan yardım karşılığı alınan makbuzların gerçek olduğunu, ama rakamların makbuzların üzerinde yazıldığı gibi olmadığını, alınan yardımın daha az olduğunu söyledi.
- İddianameye göre, Karaman'ın oğlu Ömer Karaman ile sanıklardan Mehmet Gürhan Ass Taxi'yi satın alırken, Deniz Feneri e.V.'nin 20 bin euro’sunu kullandı. Deniz Feneri e.V'den de bu şirkete 220 bin euro aktarıldı.

- Derneğe yapılan baskında ele geçen bilgisayardan birinde "Etiyopya academy" adlı bir dosya tespit edildi. 19 Ocak 2006 günü açılan belgede, Türkçe olarak Etiyopya’da bir yardım projesinden ve 330 bin dolara mal olabilecek bir akademinin açılmasından bahsedildiği görüldü. Dosyada, konu ile ilgili kararı, Karaman'ın vereceği yazıyordu.