PKK'LI ÜNLÜLER TERÖR CÖZÜMÜ OSMAN PASA'DA

PKK NEDEN BiTMiYOR EMEKL TÜM GENERAL

HAKKARi KARTALI

OSMAN PAMUK OGLU

Bebek katili ile İmralı'da görüşen 4 yıldızlı paşa kim ?

PKK'ya yardım eden ünlüler kimler?

Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerinde, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesinin ardından kendisine ve örgüte destek verenleri anlattığı ifadesinin tutanağı da yer aldı.

Milliyet'teki habere göre, delil klasörü 3 numaralı DVD'ye göre Öcalan ifadesinde PKK'ya Türkiye içinden destek olanların belli olduğunu savunarak, çoğunun HADEP çatısının altında toplandığını; Bucak, Adıyaman Kaviler, Suruç Kılıçlar aşiretlerinden dostlarının olduğunu ileri sürdü. Öcalan'ın sanatçılardan kendilerini desteklediğini iddia ettiği isimler ise Ahmet Kaya, Şivan Perver, Gülistan ve Şahturna.

İbrahim Tatlıses'e ait olan Tatlıses Turizm'in gönüllü yardımlarını gördüklerini öne süren Öcalan, Halis Toprak'a ait Toprak Holding'den de zaman zaman parasal yardım gördüklerini savundu. Batman'daki petrol sendikalarından dostlarının olduğunu ve zaman zaman para yardımı gördüklerini iddia eden Öcalan, Antalya'da geniş yatırımlara giren Ceylan Holding'in pek çok yardım ve katkılarını gördüklerini ileri sürdü.

Teröristbaşı Öcalan’ın avukatlarına,

Benim sorguma katılan paşa cezaevinde yatıyor” demesi dikkatleri Ergenekon’dan tutuklu emekli general Hurşit Tolon’a çevirdi. Ancak Tolon avukatı aracılığıyla ‘Ben görüşmedim’ açıklaması yaptı

İmralı Cezaevi’nde yatan Abdullah Öcalan’ın, üst düzey asker ve istihbaratçılarla yaptığı görüşmeler tartışma konusu oldu. Öcalan ile görüşen üst düzey komutanın kim olduğu yıllardır yaşanan tartışmalara rağmen muamma olarak kaldı. Bir süre önce eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in İmralı’ya giderek Öcalan’la görüştüğü iddia edildi ancak Çevik Bir bu iddiayı kesin bir dille yalanladı.

Ancak bu tartışma sürerken Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmede söylediği “Hem Atilla Uğur hem Emre Taner bana şöyle dediler: ’Biz bu sorunu KDP, YNK ve Amerika ile değil sizinle çözelim.’Bana konuşmaları olumlu geldi. Ama onların durumu şimdi ortada. Benim sorguma katılan paşa cezaevinde yatıyor ve neden tutuklandığını bilmiyor” sözleri tartışmayı yeniden başlattı.

Tolon: O paşa ben değilim

MİT Müsteşarı Emre Taner, Öcalan’la görüştüğünü daha önce kendisi açıklamıştı. Öcalan’la görüştüğü iddia edilen emekli Albay Atilla Uğur ise halen Ergenekon davasında tutuklu bulunuyor. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Öcalan’ın “Benim sorguma katılan paşa cezaevinde yatıyor” sözleri ise kast ettiği kişinin yine Ergenekon davasında tutuklu bulunan emekli orgeneral Hurşit Tolon olduğunu ileri sürdü. Ancak Tolon’un avukatı Cengiz Sarıbay, bu iddiayı yalanladı. Sarıbay, Tolon ile tutuklu bulunduğu cezaevinde dün yaptığı görüşmede, Tolon’un kendisine belirtilen tarihte 15. Kolordu Komutanlığı görevinde bulunduğunu, İmralı’nın da sorumluluk alanı içinde yer aldığını ifade ettiğini aktardı. Sarıbay, şunları söyledi: “Öncelikle Tolon Paşa’nın söylediği şu: ’Ben İmralı’da yatan şahısla, yani Abdullah Öcalan ile hiçbir şekilde görüşmedim, konuşmadım, sorgusunda bulunmadım, göz temasım dahi olmadı. Hiçbir şekilde kendisiyle muhatap olmadım, karşılaşmadım, el sıkışmadım. Üç Cumhuriyet Savcısı, Nuh Mete Yüksel, Talat Şalk ve Hamza Keleş, geldi sorgusunu yaptı. Onların sorgusunda dahi bulunmadım. Onun dışında gelip görüşen yetkililer oldu, o yetkililerin yaptığı sorgulamada dahi bulunmadım’.”

Kayıtlar Genelkurmay’da

Tolon’un, Öcalan ile kimlerin gelip görüştüğünün Genelkurmay Başkanlığında, 15. Kolordu Komutanlığında, Bursa Jandarma Bölge Komutanlığında ve İmralı Ada Komutanlığı kayıtlarında belli olduğunu söylediğini bildiren Sarıbay, “Paşa, (Zaten o görüşmeler yapıldıktan sonra da biz Genel Kurmay Başkanlığına bunu rapor halinde bildiririz. Ama ben görüşmedim) diyor” şeklinde konuştu. Sarıbay, görüşmeler sırasında görüntü kaydı alınıp alınmadığı konusunda ise bilgisi bulunmadığını dile getirdi.

Öcalan: 4 yıldızlı general

Öcalan, 29 Temmuz 1999’da avukatlarıyla yaptığı bir görüşmede, avukatlarının “Çevik Bir’in adaya geldiğini, kendisi ile görüşüp görüşmediğini” sormaları üzerine şu yanıtı vermişti: “Gelen kişi esmer, dört yıldızlı bir şahıstı. Ben Çevik Bir’i iyi tanıyorum, o değildi. O beyaz tenli bir şahıstır. Ben havalandırmadaydım. Kapıyı açtı, inmedi. Kapının kenarında durdu. Gayri ihtiyari kendisine, ’Barış için hazırım’dedim. O da bana, ’O zaman dağdakileri indirmelisin, sen bunu yaparsın, ancak dağdakileri sen indirebilirsin’dedi. Hiç bir şart ileri sürmeden silahları bırakmam gerektiğini söyledi. Silahlar elde olunca diyalog olmaz. Bu devletin klasik bir yaklaşımıdır. Böylesi kritik bir süreçte, günlerde gelmesi ne anlama gelir. Tam da Öcalan adım atmıyor dedikleri bir dönemde...

ÖCALAN'NIN TESLiM EDiLMESiNiN

GERCEK SEBEBi

DESiFRE OLDU

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, “Öcalan yakalandığında ABD, bağımsız bir devlet kurma isteğindeydi. Öcalan, konumu itibariyle buna engel bir isimdi. Bunun için Türkiye’ye teslim edildi” dedi

Milliyet'in haberine göre, Abdullah Öcalan’ın yakalandığı dönemde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) üst düzey yöneticilerinden biri olan Cevat Öneş, “Öcalan yakalandığında ABD, bağımsız bir devlet kurma isteğindeydi. Öcalan, konumu itibariyle, araç olma işlevi bakımından buna engel bir isimdi. ABD bölgede yeni bir Kürt devleti kurabilmek için Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etti” dedi.

Eski Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, dün gece NTV’de yayımlanan Neden programında, Can Dündar’ın PKK terörüne ilişkin sorularını yanıtladı.

Kürt sorununun 1800’lü yıllardan miras kaldığını ifade eden Öneş, “Dış bağlantıları vardır. Ama asıl olarak Türkiye’nin bir iç sorunudur. Cumhuriyet tarihi boyunca eşit vatandaş uygulaması yaratacak bir siyaset görmedik” diye konuştu.

‘Kürt sorunu çözümlenmeli’

Toplumsal talebin barış için siyaseti çözüme zorladığını, ancak siyasetin yeterli dinamizmi gösteremediğini kaydeden Öneş, “PKK terörüyle etkin mücadele yapılırken Kürt sorunu çözümlenmelidir. Terör, ancak Kürt sorunu çözümlenerek bitirilebilir” şeklinde konuştu.

Terörün Kürt toplumunda PKK karşıtlığını artırdığını belirten Öneş, Kürt kimliğinin benimsenmesi ve demokratik hakların genişletilmesiyle PKK’nın muhataplığı gibi bir sorunla karşı karşıya kalınmayacağını ileri sürdü. “Askerlerin ‘terör sorunu sadece silahlı mücadeleyle çözülmez’ yönünde yaptığı tespitin önemli olduğunu söyleyen Öneş, şunları söyledi:

‘Çoğulcu anayasa şart’

“Bu, askerin yapacağı bir tespit değil, siyasetin yapacağı bir tespit olmalı ve bunun ışığında bir kurumsal yapılanmasının olması gerekir. En geniş mutabakatla yeni bir anayasa oluşturulmalı. Çoğulcu demokratik bir anayasa olmalı bu. Ancak temel maddelerinde herhangi bir kimliğe ayrıcalık tanıyan maddeleri olmamalıdır