Header ads

Header ads
BU DESiFREYi OKUMAK iCiN .RESME TIKLAYIN KONU ARSiViNDEN DE BULABiLiRSiNiZ


Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir.
Bunların gerekliliğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı duydu mu, bu memleketin polisi vardır, adliyesi vardır demeyecektir.
Hemen müdahale edecektir.
Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla
Yine düşünecek, demek adliyeyi de düzeltmek gerekir,diyecektir.
Onu hapse atacaklar.
Yasal yoldan itirazlarını yapmakla birlikte;
Bana, İsmet Paşa�ya, meclise telgraflar yağdırıp,
Haklı ve suçsuz olduğu için serbest bırakılmasını,korunmasını istemeyecek,
Diyecek ki: Ben kanaatimin gereğini yaptım.
Müdahale ve eylemimde haklıyım.
Eğer buraya haksız olarak gelmişsem,
Bu haksızlığı oluşturan nedenleri düzeltmek de benim görevimdir
İşte,benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği...�







BU YAZIYI OKUMADAN ÖNCE PAYLASMAK iSTiYORUM

YAHUDiLERi VE HRiSTiYANLARI KENDiNiZE DOST EDiNMEYiN

ONLAR BiRBiRLERiNiN DOSTLARIDIRLAR KiM ONLARI

KENDiLERiNE DOST EDiNiRSE O ONLARDANDIR BiZDEN DEGiLDiR.

Hadis-i Serif hz.Muhammed(s.a.v)



ILIMLI iSLAM PROJESi ÜLKEMiZE GİREMEZ VE GİRMiYCEKTiR.




Biraz uzunca, ama okumaya ve anımsamaya değer, hele hele ellerini sıvazlayanların bir takım hazırlıklara girdiği şu dönemde.



Fethullah Gülen'in ABD ile kurduğu köprü hep işlektir. Gülen, yükselişindeki büyük basamakları Amerikancı liderlere borçludur. Örgütün kuruluşuna harç koyan, 1960'li yıllarda dönemin uzun süre başbakanlık yapan Süleyman Demirel'dir. Gülen, uluslararası ölçekte faaliyetini, ABD'nin Türkiye'de en güçlü olduğu yılda, 1980'de başlatmıştır. Devletin içindeki kaynakları o kadar sağlamdır ki, askeri müdahale yapıldığı, 12 Eylül'den bir gün sonra 13 Eylül 1980'de, hakkındaki operasyon emrini öğrenip kaçabilmistir. 12 Eylül yönetimi, bir yandan aranıyor iken onu Çanakkale Merkez Vaizliği'ne atamıştır. 12 Eylül döneminde örgütlenme faaliyetleri katlanarak devam etmiştir. 

Gülen örgütüne sıçramayı yaptıran, 1986'da yakalanmışken onu İzmir Sıkıyönetim Komutanlığı kuvvetlerinin elinden alan dönemin başbakanı Turgut Özal'dır. Gülen, en büyük gelişmeyi, ABD vatandaşlığı ve CIA görevliliği, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nce soruşturulan Tansu Çiller'in başbakan olduğu 1993-1997 yılları arasında yaptı. (Washington haber) Gülen, Çiller iktidarinda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terfi ve tayinlerine bile müdahale edecek güce ulaşmıştı. Fethullah Gülen, bir orgeneralin kuvvet komutanı olarak atanmaması için hangi girişimlerde bulunduğunu bizzat kendisi 10 Ekim 1995'te basın toplantısında açıklamıştı.

Reagan'in Demokrasi Projesi ve Ulusal Demokrasi Vakfı Fethullah Gülen örgütünün sıçrama yapmasıyla, ABD'nin dünyadaki etkinliğinin artması arasında bir paralellik bulunuyor. Gülen örgütü, ABD'de Reagan iktidarında, Sovyetler'i çözmek amacıyla yürütülen ve 1981'de resmileşen "Demokrasi" projesinin bir ürünü olarak serpiliyor. Demokrasi projesi, 1970'li yıllarda, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin belirlediği Yeşil Kusak politikasının bir üst aşamaya çıkarılmış hali. ABD'nin Çelik Çekirdeği, bir yandan en kati Amerikancı askeri diktatörlükleri ayakta tutarken, bir yandan da örgütlediği CIA muhalefetine "insan hakları ve demokrasi" ihracı görevi veriyordu. "İnsan hakları"ndan kasit, tabii ki etnik, dinsel ve kültürel haklardı. Dünyanın her yanını saran din ve mezhep savaşları, mikro miliyetçiliğin kışkırtılmasıyla milyonların canına mal olan milli boğazlaşmalar, bu projenin eseridir. Bu projeyi yürütmek için bir de örgüt kuruldu. National Endowment for Democracy. 

Yani Demokrasi Vakfı. Kısa adıyla NED diye anılan vakfın, CIA'dan daha etkin bir örgüt olduğu Newsweek dergisi tarafından teslim ediliyor. ABD'nin "Project Democracy" si İslam ülkelerinde "Ilımlı İslam"ın geliştirilmesi olarak piyasaya sürüldü. Ilımlı İslam ideolojisiyle, hem "dinlerarası diyalog" için zemin oluşturuluyordu, hem de ABD'nin laiklik zemininde yükselen ulusal devletleri tahrip etmesinin aracı olarak işlev görüyordu. Ilımlı sözcüğü, İslam fundemantalizminde bir ılımlılık değildi. Şeriatın koyu iktidari için mücadele eden Ilımlı İslamcı örgütler, ABD yönetimine ve politikalarına karşı "ılımlı" olmalıydı. Pentagon tarafından İslam coğrafyasında "ılımlı İslam" hareketinin önderi olarak sayılan Gülen, kendi cemaatine ait Zaman gazetesinin 4 Eylül 1997 tarihli sayısında yayımlanan açıklamalarında, Batı ile ilişkiler hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: "İnanmış bir insanın Batı karşısında, Batı'yla entegrasyon karşısında, Amerika'yla entegrasyon karşısında olması katiyyen düşünülemez.

(Zaman gazetesi, 4 Eylül 1997) Gladyo'nun Rolu Gülen örgütü, 12 Eylül Amerikancı askeri darbesinin "Türk İslam sentezi"ni resmi kültür politikası olarak benimsediği, tarikatların "sivil toplum örgütü" olarak kutsandığı, yeşil sermayenin önünün dizginsiz açıldığı koşullarda gelişti. Gülen örgütünün gelişmesi, sadece bu iklimin dolaysız sonucu değil. Devlet içinde örgütlenen Amerikancı paralel devletin doğrudan bir müdahalesi var. Gülen'in Ege Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı'nca yakalanmasına karşın aynı gün serbest bırakılmasıyla, cezaevindeki ülkücü gençlerin gruplar halinde Fethullah Gülen örgütüne intisap etmeleri ayni döneme rastlıyor. Gülen'in, Gladyo'nun tetikçileri Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı'larla ilişkisi de 1980'li yılların sonunda görülüyor. 

1980 öncesinde MHP'ye bağlı Ülkü Ocakları Derneği'nin Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Çatlı'nın 1996 yılında Türkiye'de büyük yankılara yol açan bir trafik kazasında üst düzey bir emniyet mensubuyla birlikte ölmesiyle, Özel Harp Dairesi'nin yetiştirdiği Gladyo tetikçilerini kamuoyu önüne çıkarmıştı. Gülen, bu yıllarda cezaevinde mağdur durumdaki sahipsiz ülkücülere büyük maddi yardımlarda bulunuyor. Komünizmle Mücadele Derneği'yle Fethullah Gülen'in ikinci kucaklaşması bu döneme denk düşüyor. MHP'nin ikiye bölünmesi, Muhsin Yazıcıoğlu'nun Büyük Birlik Partisi'ni kurmasında da Fethullah Gülen'in belirleyici rolü saptanıyor. Büyük Birlik Partisi'nin militanları 1990 sonrasındaki bütün uluslararası etnik terror eylemlerinde rol alıyor:

 Bosna'da, Çeçenistan'da, Gürcistan'da, Azerbaycan'da, Keşmir'de ve Sincan'daki şeriatçı terror militanlarının kaynağı Büyük Birlik Partisi oluyor. Moon Tarikati ve Fethullah Gülen Fethullah Gülen'in CIA ile ilişkilerini sürdürmede en önemli örtülerinden biri, Dinlerarası Diyalog oldu. Bu örtü de bir ABD imalatı. 1950'lerden itibaren dünyanın efendiliğine soyunan ABD, kıtalararası imparatorluğunu sürdürmek için, her kıtasal din içinde kendisine bağlı bir tarikat örgütledi. Bu tarikatların hepsinin söylemi aynı: Dinlerarası diyalog. CIA denetiminde yürütülen bu faaliyetin ilk başarılı örneği Moon tarikatı. 1951'de Kore'yi işgal eden ABD, Güney Kore'yi sömürgeleştirirken bir de Hristiyan tarikati kurdu. 

Ve Güney Kore nufusunun yüzde 40'ı, Budistlikten vazgeçip Hristiyan oldu. Bu başarıdaki en önemli pay, bilinen adıyla Moon tarikatının. Resmi adıyla anarsak; Birleştirme Kilisesi.CIA'nın kurduğu Kore CIA'nın Washington temsilcisi Albay Bo Hi Pak da, Moon tarikatının en güçlü ismi. CIA, Moon tarikatını kullanarak Dünya Anti Komunist Ligi'ni örgütledi. Türkiye'de kurulan Komunizmle Mücadele Dernekleri de, Dünya Anti Komunist Ligi'nin uzantıları. Moon tarikatı, 1978'de, ABD'de bir Kongre soruşturmasına uğradıysa da etkisini yitirmedi. Reagan döneminde Irangate skandalında boy gösterdiğini görüyoruz. 

George W. Bush iktidarında Moon tarikatının sahibi olduğu Washington Times gazetesi, neoconservatism ve ABD saldırganlığının başlıca araçlarından biri oldu. Fethullah Gülen'in Türkiye'de yayınlanan Zaman gazetesi ile Washington Times arasında sıkı işbirliği artarak sürüyor. İsrail ile Ilişkinin Ayırt Ediciliği Moon tarikatının, Latin Amerika'daki askeri diktatorlüklerle, Israil üzerinden kurduğu uyuşturucu ve teror bağı dikkat cekici. Fethullah Gulen'in Israel ile yakın ilişkisi de onun en ayırt edici özelliği. Körfez Savaşı'nda, Irak yönetiminin Israil'e attığı Scud fuzesi üzerine Istanbul'da verdigi vaaz ve döktüğü göz yaşları ve ettiği bedduaların kaseti, Islamcılar tarafından elden ele dolaştırılıyor. Israil ile ilişki, ABD açısından kilit öneme sahip. 

Graham Fuller'in Islamcı hareketi konu alan Kuşatılanlar kitabında, Islamcı hareketlerin Batı ile entegrasyon için yapması gerekenlerin başında Israil ile iyi ilişki geliyor. (Graham Fuller, I. O. Lesser, Kuşatılanlar, Sabah Kitapları, Istanbul, 1996, s.126.) Gülen'in Islamcı kitleleri kendisinden soğutma tehlikesine karşın, Kudüs Bashahami ile yakın ilişkisi ve Fethullahçiların işadamları derneği ISHAD'ın Israil'le bağları, bu politikanın gereği olarak kuruluyor.


Abramowitz'le Beni Kasım Gülek Tanıştırdı" Moon tarikatı ile Fethullah Örgütü arasındaki bağ, hedef benzerliğinden ibaret değil. Organik ilişki var. Moon tarikatının Türkiye halifesi, Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Sekreterlerinden Kasım Gülek ile Fethullah Gülen'in dostluğu artık saklanmıyor Gülen'in reklamını değişik yayın organlarında yapan yazar Hulusi Turgut, 21 Ocak 1998 tarihli Yeni Yuzyıl'da bu ilişkiyi şöyle anlatıyor: "Kasim Gülek, Fethullah Gülen'le çok iyi dostluk ilişkileri içinde bulundu. Gülen, Kasım Gülek'le sık sık görüşürdü. Vefatı üzerine bu eski dostunun cenaze namazını kıldırmıştı. Fethullah Gülen'e sorduk: 

Amerika, sizlerle ilgili referansı merhum Kasım Gülek'ten mi aldı?' Gülen bu konuda şunlari söyledi: 'Kasım Gülek beyin baldızı Amerika'daydı. Yani Pentagon'la irtibatları vardı. Eğer kendisine değişik platformlardan, Beyaz Saray'dan sormuşlarsa 'Bunlar nedir?' diye, o da 'Endişe edilecek bir şey yoktur' demiştir, referans vermiştir." (Yeni Yüzyıl gazetesi, 21 Ocak 1998) Gülen, 1 Eylül 1997 tarihli Zaman gazetesinde bu ilişkiyi şöyle açıklıyor: "ABD'de görüştüğüm insanlardan biri Abramowitz'di. 


O, Türkiye'de bir zaman elçi olarak kalmıştı. Müşterek dostumuz Kasım Gülek Bey vardı. Onun vasıtasıyla gıyaben onu tanıyorduk Türkiye, şimdiye kadar çok Ölüm-Kalım krizlerine maruz kalmıştır. Bunu isterseniz bir kriz sayın ama bu millet bunu aşar dedim. Hatta bu ses, imkanı varsa Beyaz Saray'a kadar, Kongre'ye kadar, Pentagon'a kadar götürülmeli dedim." (Zaman gazetesi, 1 Eylül 1997) Gülen, 1992 yılında ABD'ye gittiğinde, Kasım Gülek'in, Pentagon'da albay olarak görev yapan, sonra şüpheli bir şekilde ölen baldızı aracılığıyla Pentagon ve CIA yönetimi ile ilişkiye geçtiğini de anlatıyor. 


Moon tarikatı ile Fethullah Gülen'i birleştiren bir diğer isim; Gladyo'nun tetikçisi Abdullah Çatlı. Çatlı, 1981 yılında Dünya Anti Komunist Ligi'nin toplantısına katılıyor. 1992'de Gülen'i ABD'de havaalanında karşılayan da, Abdullah Çatlı. Falun-Gong, Scientology, Moon ve Gülen Birlikteliği Hızla yayılan ve büyük mali olanaklara sahip CIA bağlantılı bir başka tarikat da, Scientology adını taşıyor. Scientology'nin, gerek ABD'de gerek Avrupa'da en sıkı ilişki içinde olduğu güç, Fethullah Gülen örgütü. Scientology, aynı zamanda Moon tarikatı ile çok sıkı ilişki içinde. CIA'nın denetimindeki bir diğer tarikat da Çin'de faaliyet yürütüyor: 


Falun-Gong. Her dört tarikatin da teorisi, dini yorumlayışları, çalışma tarzları ve hedefleri arasında olağanüstü uyum var. Kuşkusuz bunun nedeni, komuta merkezinin aynı olması. Hepsi, CIA'nın örtülü faaliyetleri için kullanılıyor ve yönlendiriliyor. Hristiyan Misyonerlerinin Yolunu Izledi? Türkiye'de diğer tarikatlar Kur'an kursu ve imam hatip liseleri gibi doğrudan dini eğitim kurumlarına önem verirken, Fethullah Gülen cemaati, Turgut Özal döneminde, yurtiçinde özel Anadolu liseleri ve kolejler açmaya basladı. Fethullah Gülen, bu okullarda, Hristiyan misyonerlerinin taktiğini izleyerek, temel bilimler alanında eğitime ağırlık verdi. 

Osmanlı Imparatorluğu'nda örgütlenmek isteyen Hıristiyan Misyonerleri de, önce teoloji alanında eğitim veren okullar kurmak istemiş, başarılı olamayınca, temel bilimler alanında eğitim veren kolejler kurmuştu. 1915 yılında Osmanlı coğrafyasında, Hıristiyan Misyonerleri'nin Amerika'daki en büyük örgütü American Board'a bağlı 600'den fazla okulu vardı. Amerikan kolejleri, Osmanlı Imparatorluğu'nun parçalanmasında çok önemli roller oynadı. Atatürk, Cumhuriyet'le birlikte bu okulları kapattı. Türkiye, NATO'ya girdikten sonra bu okullar yeniden acıldı. Misyoner kolejlerinde Hıristiyanlık eğitimi gizli yapılıyordu. 

Fethullah okullarında tarikat eğitimi ise yurtlarda ve öğrencilerin barındırıldığı "Işık evi" denen apartman dairelerinde yapılıyor. Universiteye girmenin çok zor hale getirildiği Türkiye'de Fethullah Gülen'in kurduğu okullarda, devlet okullarından daha iyi eğitim veriliyor, bu nedenle aileler çocuklarını getirip Fethullah'a teslim ediyorlar. Ancak bu liselerden yetişen çocukların tamama yakını, Türkiye Cumhuriyeti'ne, Atatürk'e düşman hale getiriliyor, ABD hayranı yapılıyor. 

Uluslararası Okullar Nasıl Kuruldu? Sovyetler Birliği'nin çözülmesi üzerine Gülen örgütü uluslararası okullar atağina geçti. Gülen'in öncelik verdiği ülkeler de dikkat çekici: Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar. 1992'den itibaren, öncelikle Orta Asya Türk cumhuriyetleri olmak üzere Kafkas ve Balkan cumhuriyetlerinde, "Fethullahcı" diye bilinen vakıf ve şirketler, art arda kolejler açtılar. 

Ardından Asya ve Afrika ülkeleri geldi. Su anda 5 kıtada, 52 değişik ülkede 21 öğrenci yurdu, 6 Üniversiteye hazırlık kursu, 257 lise, 21 dil okulu ve 6 üniversiteleri bulunuyor. Okullar için bir yılda harcanan paranın toplamı, Gülen tarafından 1 milyar 205 milyon dolar olarak belirtiliyor. ABD'nin Soğuk Savaş döneminde, Sovyetler Birliği'ni içeriden çökertmek için örgütlediği ve büyük olanaklarla yürüttüğü "CIA muhalefeti"nin, Gülen örgütünün önünü açtığını saptıyoruz. Sovyet blokuna karşı yürütülen psikolojik savaşın en önemli aygıtı Hür Avrupa Radyosu, Fethullah Gülen'i bültenlerinin baş konusu yapıyor. Amerika'nın Sesi radyosunun değişik lehcelerdeki Türkçe yayınlarında, Gülen ve misyonu döne döne övülüyor. 

Osmanlı Imparatorluğu toprakları içinde açilan Amerikan kolejleri kime hizmet ettiyse, Gülen'in okulları da aynı hizmeti görüyor. Bu okullar hep CIA'nin ilgi duyduğu ülkelerde açılıyor. Okullara ABD'deki Yahudi lobisinin de ilgi duyduğuna dikkat çekiliyor. CIA'nın Ilgi Alanlarında Okulların ülkelere dağılımı şöyle oldu: Kazakistan (28), Rusya Federasyonu'na ait ceşitli bölgeler (24), Özbekistan (18), Türkmenistan (15), Azerbaycan (14), Kırgızistan (11). Bunları Arnavutluk ve Mogolistan (4'er); Afganistan, Irak, Gürcistan, Ukrayna ve Romanya (5'er); Moldova (2); Pakistan, Bangladeş, Makedonya, Macaristan, Fas, Güney Afrika, Sudan, Endonezya, Tayland ve Tayvan birer okulla izliyor. Dünyadaki uyuşturucu merkezlerinden Tayland'ın sınırındaki Cenday kentine gidip okul ve yurt açmanın Türkiye açısından bir anlamı bulunmuyor, ama CIA açısından cok anlamlı. 


Okulları Açan Şirketler Beş kıtaya yayılan okullar için Türkiye'de şirketler kuruldu. Bu şirketler, yurtdışında açacakları okullar için Türk Milli Eğitimi'ne başvurup, izin aldı. Ardından, görev alacak eğitim ordusu belirlendi. Sayıları 4 binin üzerinde olan öğretmenlerin yaşları 22-35 arasındaydı. Hepsi, çok iyi Ingilizce öğrenmişti. Fethullah Gülen'in tavsiye ve teşviklerine uyarak okulları açmak için şu şirketleri kurdular: Çağ Öğretim İşletmeleri AŞ, Feza Gazetecilik AŞ, Şelale AŞ, Eflak AŞ, Kazak Türk Liseleri Genel Müdürlüğü, Sebat AŞ, Silm AŞ, Taşkent Eğitim Şirketi, Serhat Egitim Öğretim ve Sağlık Hizmetleri AŞ, Tolerans Vakfi, Ufuk Eğitim Vakfı, Toros Eğitim Hizmetleri Turizm ve Ticaret AŞ, Ertugrul Gazi Eğitim Ögretim AŞ, Karaçay Çerkes Toros Eğitim Hiz. Tur. ve Tic. AŞ, Palandöken Eğitim Öğretim Hiz. AŞ, Dunae 94 Şti., Özel Burg AŞ, Dostluk Yurdu Derneği, International Hope Ltd. Company, Fezalar Eğitim Ögretim Ticaret Limited Şirketi, Çağlar Eğitim Mal. Ltd. Şti, Balkanlar Egitim ve Kültür Vakfı, S.C. Lumina SA Şirketi, Gülistan Eğitim Yayın ve Ticaret Ltd. Şti., Sema Eğitim Öğretim Işletmeleri AŞ, Samanyolu AŞ, Türkiye Sağlık ve Tedavi Vakfı, Yayasan Yenbu Indonesia Vakfi. Okulları ABD'nin Desteğiyle Açıyoruz Itirafi! 1998 yılında Fethullah Gülen hakkında, Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik ilkesini değiştirmek icin teror örgütü kurduğu savıyla tutuklama kararı çıkartıldı. Gülen, ABD'ye kaçtı. 6 yıldır ABD'nin Pensyllvania eyaletinde yaşıyor. Gülen, ABD'de uluslararası okulların, ABD’ nin isteği ve desteğiyle kurulduğunu itiraf etti. "Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. 


Şimdi bazı gönöllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile catıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz." (Nevval Sevindi, Fethullah Gülen ile New York Sohbeti, Sabah Kitapları, 4. basım, Istanbul, Aralık 1997, s.39.) Gülen, gücünü ABD yönetiminden aldığını da saklamıyor: "Amerika su andaki konum ve gucuyle butun dunyaya kumanda edebilir. Butun dunyada yapilacak isler buradan idare edilebilir. Amerika hl bu dunya gemisinin dumeninde oturan bir milletin adidir. Amerika daha uzun zaman dunyanin kaderinde cok onemli rol oynayacaktir. Bu realite kabul edilmeli. 


Amerika gozardi edilerek surada burada bir is yapilmaya kalkilmamali " (Nevval Sevindi, Fethullah Gulen ile New York Sohbeti, Sabah Kitaplari, 4. basim, Istanbul, Aralik 1997, s.39.) ABD Buyukelcisi Mark Parris'in Rolu ABD ile bagi, onun Turkiye Cumhurbaskani'nin korumasina girmesine yol acabilecek kadar gucluydu. Fethullah Gulen'e bagli Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'nin, 25 Aralik l997 gunu duzenledigi "Ulusal uzlasma, hosgoru ve diyalog" odul toreninde, Cumhurbaskani Demirel'e de "sukran plaketi" verilmisti. Oysa o tarihte Fethullah Gulen'in okulları basılıyor, Türkiye Cumhuriyeti karşı faaliyetleri nedeniyle hakkında adli soruşturma yürütülüyordu. Cumhurbaşkanı Demirel, irticaya karşı mücadelede devlet kurum ve kuvvetlerinin bütünlüğünü bozan bu konuma neden geldiği önemliydi. 

Demirel'i , Fethullah'in ödülünü almaya ABD Ankara Büyükelçisi Mark Parris ikna etti. Mark Parris, Iran'da 8-11 Aralik l997 tarihleri arasinda yapilan Islam Konferansi Orgutu'nun Tahran zirvesinden donusunde Demirel'i ziyaret etti. Demirel, IKO'nun Türkiye'ye karşı tutumunu protesto ederek, zirveyi bir gün önce terk etmişti. Parris, Aralık ayının ikinci haftasında yapılan göröşmede, Türkiye'nin Ortadoğu ve Orta Asya'da "Ilımlı İslam"dan yana tavır almasını savundu. Fethullah Gülen'i övdü. Türkiye'ye gelir gelmez Demirel ile "on gün içinde üç kez görüştüğünü" soyleyen Mark Parris, ABD'nin Celik Cekirdegi'nin has adamlarından. 


Beyaz Saray'dan Ankara'ya geldi. Bill Clinton'un yakin ekibi içindeydi. Ulusal Guvenlik Konseyi'nin, Turkiye'yi de kapsayan Yakindogu ve Guney Asya sorumlusu iken Türkiye'ye atandı. Mark Parris'in Fethullah Gulen'e ilgisi, Ankara'ya geldikten sonra başlamıyor. Gülen'in, ABD'de devlet ricali tarafından kabul görmesini sağlayan da, Mark Parris'in başında olduğu Yakındoğu ve Güney Asya Bölümü'ydü. Fethullah Gülen'in, Beyaz Saray'ın yol vermesiyle, ABD'de 14 önemli temasta bulunduğu belirtiliyor. 

Demirel'e ödül töreni için Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın davetiyesini götüren kişinin, ABD'nin eski Büyükelçisi Abramowitz'in mesajını da ilettigi ifade ediliyor. Fethullah'in Okullarinda CIA Ajani Ogretmenler Fethullah Gulen cemaati tarafindan yurtdisinda, ozellikle de Turk cumhuriyetlerinde acilan okullarda, diplomatik pasaportlu Amerikali CİA ajanlari, "Ingilizce ogretmeni" diye barindiriliyor. Bu isbirligi, Turkiye'de yapilan ust duzey resmi bir toplantida, bizzat Fethullahci okul yoneticisi tarafindan itiraf edildi. Durum, devletin resmi olarak yayimladigi kitapla da belgelendi. Tarih, 3 Mart 1997. Yer, Ankara'daki Baskent Ogretmenevi. Onemli bir toplanti yapilmaktadir. Ev sahibi, Milli Egitim Bakanligi Yurtdisi Egitim Ogretim Genel Mudurlugu. Konu, yurtdisinda acilan Turk okullarinin sorunlari. Toplantiya, basta Milli Egitim Bakani Mehmet Saglam olmak uzere bakanligin butun ust duzey burokratlari katiliyor. 

Dahasi; Basbakanlik'tan, MIT'ten, Disisleri Bakanligi'ndan temsilciler de katilimcilar listesinde. Vet Elbe, yurtdışında okul açmış vakif ve ozel sirket yetkilileri de hazir. Sıra, Özbekistan'daki 18 okulun sahibi gözüken Silm A.Ş.'nin yetkilisi Mehmet Mesut Ata'ya gelir. Bu okullar da, "Fethullahcilara ait" diye bilinmektedir. Ata, bircok talebini dile getirir. Sozlerini Amerika'nin Ozbekistan'daki bir uygulamasini ornekleyerek baglar. MEB'in yayimladigi Yurtdisinda Acilan Ozel Ogretim Kurumlari Temsilcileri-Ikinci Toplantisi adli kitabin 63-64. sayfalarindan okuyalim: "Amerika Birlesik Devletleri, dostluk koprusu adi altinda getirdikleri 70 ogretmene diplomatik statu kazandirmislardir. 

Biz de, eger devletimiz, buyukelciligimiz, bu konuda diplomatik statu konusunda bize yardimci olursa Turk ogretmenlerinin, Turk egitim elemanlarinin itibarlarinin biraz daha artacagini zannediyoruz." (Yurtdisinda Acilan Ozel Ogretim Kurumlari Temsilcileri-Ikinci Toplantisi, sayfa: 63-64. MEB Yayinlari) CIA'cilar Fethullah Okullarinda Ama ABD, CIA ajanlarini kamufle etme ihtiyaci bile duymamis, hepsinin cebineb diplomatik pasaport koymustu. Ozbekistan'da diplomatik pasaportla bulunan ABD'li "ogretmen"lerin cogu, Fethullah Gulen cemaatinin okullarinda calismaktaydilar. 

Ingilizce dil "ogretmeni" olarak gosterilmislerdi. Kirgizistan'da da 50-60 kadar Amerikali "ogretmen" vardi. Bunlar da diplomatik pasaportluydu. Ve Kirgizistan'da "Fethullahci" diye bilinen okullarda "ogretmenlik" yapiyorlardi. Fethullah Gulen'in okullari, egitim dili olarak da Turkceyi degil, Ingilizceyi kullanmaktadir. Ozellikle hazirlik siniflarinda haftalik ortalama 24 saati bulan Ingilizce derslerine, cogu okulda ABD'li ve Ingiliz "ogretmenler" giriyor. CIA, Fethullah'in Ogretmenlerine Resmi Pasaport Veriyor Olayin ABD cephesi ise, 1 Mart 1998 tarihli Aydinlik'ta Dogan Duyar'in haberiyle irdelendi. Nur tarikatinin basi Fethullah Gulen'in yurtdisindaki okullarinda calisan bine yakin ABD'li ogretmende, yalnizca devlet gorevlilerine verilen ABD resmi pasaportu var. 


Cogunlugu Turk Cumhuriyetleri'nde faaliyet yuruten okullardaki ABD'li ogretmenler, Ingilizce adiyla "official passeport" sahibiler. Amerikan Egitim Bakanligi personeli olmayan ABD'li ogretmenlerin, normal olarak turist pasaportu sahibi olmalari gerekiyor. Ancak, Amerikan devleti, Gulen'in okullarinda calisanlari resmi gorevli sayiyor. Bu nedenle diplomatik pasaportla esdegerdeki resmi pasaport veriyor. Turkiye'deki karsiligi "yesil pasaport" olan "official passeport", ABD'li ogretmenlere diplomatik dokunulmazlik sagliyor. 


Amerikali kaynaklar, bu pasaportlarin CIA'nin talimatiyla duzenlendigine isaret ediyorlar. Prosedur Nasil Isliyor? Gulen'in okullarinda gorev yapan ABD'li ogretmenler, bu pasaportlari ozel bir islem sonucu elde ediyorlar. ABD'de, Turkiye'den farkli olarak, ozel kesimden bir kisi, belli bir sure icin devlet memurluguna getirilebiliyor. Bu statunun kazanilmasi icin, ilgili bakanlikta bir komisyon olusturuluyor. Komisyon, kisiyi sorguladiktan sonra, gorev icin uygun olup olmadigina karar veriyor ve atamasini yapiyor. ABD'de buyukelcilik gorevine bile, ayni yontemle ozel kesimden kisiler atanabiliyor. 

ABD Adalet Bakanligi'na yakin kaynaklar, ogretmenlere resmi pasaport verilmesi konusunda Aydinlik'a su bilgiyi verdiler: "Gulen'in okullarinda gorevli Amerikali ogretmenlerin buyuk bir kismi Egitim Bakanligi personeli olmadigi halde memur pasaportu tasiyor. Eger bu ogretmenler ozel kesimden alinip gorevlendirildiyse, normal prosedure gore bir komisyonda dinlenmeleri (hearing) gerekirdi. Oysa bu ogretmenlerin atama oncesi sorgulari yapilmamis. Bu normal olmayan bir durum." Amerikan burokrasisinde normal olmayan durumlara sikca rastlanabiliyor. Ancak bu tur olaganustu uygulamalar, devreye gizli servislerin girmesiyle mumkun oluyor. Gulen'in okullarinda gorevlendirilen ogretmenlerin, ABD Egitim Bakanligi'nin ilgili komisyonunda dinlenmeden resmi pasaport almalari icin, CIA'nin devreye girdigi belirleniyor. 


10 (Aydinlik, Dogan Duyar, 1 Mart 1998) Alman Dergisi: Fethullah'in Sermayesi Amerika'dan Alman "Yeni Sag"inin en onemli yayin organi sayilan, Almanya'nin Berlin kentinde yayimlanan Junge Freiheit (Genc Ozgurluk) dergisinin 26 Haziran 1998 tarihli sayisinda, Fethullah Gulen'le ilgili bir makale yer aldi. Orhan Candar imzasiyla yayimlanan yazinin basligi soyle: "Karanlik bir Kesis. Turkiye'de Amerikan menfaatleri: Fethullah Gulen ve 'Ilimli Islam.'" Fethullah Gulen tarikatinin, ABD'nin bolgedeki "Sivil Toplum Kurulusu" oldugu belirtiliyor. Dergi, Gulen'i yerine oturtuyor: "Ne var ki Gulen, askerleri ve politikayla ilgilenen Turkleri, gozyaslariyla dolu vaazlari veya dort bir yone gonderdigi tolerans mesajlarindan dolayi rahatsiz etmiyor. 


Onlari rahatsiz eden, Hoca'nin politik hedefleri. Daha dogrusu: O'nun 'Allah'in bereketiyle' akan sermayesinin gercek kaynagi olan bir yabanci gucun varligi. Genelkurmay bunyesinde Islamci faaliyetleri izlemek uzere kurulan Bati Calisma Grubu'nun bir raporuna gore, Hoca'nin coktan iflas bildiriminde bulunmasi gerekirdi. Zira, onun sadece yurtdisi okullarinin masrafi, taraftarlarinin bagislarindan her yil on milyonlarca dolar daha fazla. Bundan baska, bir dizi hayli tuhaf olay var. Ornegin, birtakim gizli raporlara gore Hoca'nin okullarinda bir kurus maas almaksizin calisan yuzlerce Amerikali Ingilizce ogretmeni veya Orta Asya Turk cumhuriyetlerinde bircok yeni binanin karsiliksiz olarak Amerikan misyon teskilatlarinca Fethullahcilar'in emrine verilmesi.


Yahudi Lobisi, Hocaefendi'nin Kitaplarini Bedava Basiyor" "Boylesine comert bir yardimin, 'dinler arasi diyalog' cercevesinde verildigi, Turk makamlarina inandirici gelmiyor. Ayni sekilde Bnai- Brith'in (ABD'de faaliyet gosteren Yahudi lobisine bagli bir kurulus. Dunya capinda, basin yayin organlarinda Musevilere karsi faaliyet gosteren ve yayin yapan kuruluslari rapor ediyor) Hocaefendi'nin tum eserlerini (bedava!) Ingilizce olarak yayimlama karari almasi da, uzmanlari hayrete dusuruyor. Cunku Gulen, vaazlarinda 'Dunya Museviligi' hakkinda pek yenilir yutulur seyler soylemiyor. 


Ozellikle Orta Asya'da faaliyet gosteren Gulen teskilatinin mazhar oldugu bu yabanci destek, buyuk bir ihtimalle Siilige ve her zaman guvenilir olmayan Vahabi Islamina karsi, bu dinin 'Ilimli' bir turunu piyasaya surmeyi hedefleyen Amerikan planiyla yakindan ilintili. Oysa, ABD'ye siki sikiya bagli, son derece guclu, sozde dinsel bir NGO'dan, Turkiye'nin bekleyebilecegi bir menfaat olamaz. Kaldi ki, eger bu teskilat, Turkiye'yi Kafkaslar ve Orta Asya icin bir modele donusturmek, Turkiye'yi bir laboratuvar gibi kullanmak niyetindeyse"11 (Junge Freiheit, 26 Haziran 1998) Irak'in Kuzeyinde Fethullah Okulu Fethullah Gulen, dunyanin dort bir yaninda okullar aciyor. Okullarin acildigi ulkeler, ayni zamanda ABD'nin nufuz alani yaratmaya calistigi ulkeler. Bu okullardan biri de, Kuzey Irak'ta. Gulen, Gulcin Tahiroglu ile yaptigi ve Aktuel dergisinin 19-25 Eylul 1996 tarihli sayisinda yayimlanan roportajinda, Erbil'deki okulun MIT destegiyle kuruldugunu acikliyor:

Erbil'de Turkmenler icin okul actigimiz zaman orada Barzani ile Talabani hakimdi. Ben Sayin Cumhurbaskani'na sordum o meseleyi. Devletin burada okul acmasini zaruri goruyorum, aksi halde, oradaki Turkmenleri Kurtler eritir dedim. Eger siz yapmayacaksaniz bilin ki biz yapacagiz dedim. Onlar da 'Nasil istiyorsaniz oyle yapin' dediler. Onun icin MIT de, oradaki istihbarat orgutleri de bu isin hep yaninda oldular. Ve Erbil bombalandigi halde bizim okula bir sey yapmadilar. Irak da yapmadi, Barzani de... Orada egitim devam ediyor. Hatta ikincisi, ucuncusu acilmasi bahis mevzuu." (Aktuel dergisi, 19-25 Eylul 1996) Fethullahcilarin, Kuzey Irak'ta Erbil kentinde uc egitim kurumu bulunuyor. Bu okullar, CIA'nin istegi uzerine aciliyor.


 Okullarin parasi da, CIA'nin kontrolundeki Ulusal Demokrasi Vakfi (NED)'den alindi. Para, Fethullahcilarin ABD'deki vakiflarindan biri uzerinden Kuzey Irak'a aktarildi. Fezalar Egitim ve Ogretim Ticaret Limited Sirketi'ne kayitli olan bu kuruluslardan Ozel Isik Koleji ile Ozel Nilufer Koleji, Anadolu Lisesi statusunde. Isik Turk Dil Merkezi ise kayitlarda "dil kursu" olarak gorunuyor. 1994 yilinda faaliyete gecen Ozel Isik Koleji'nin 140 ogrencisi, 16 personeli bulunuyor. 1995 yilinda kurulan Isik Turk Dil Merkezi'nde iki kisi calisiyor. Ozel Nilufer Koleji ise 1996 yilinda faaliyete gecti. 44 ogrencisi, 8 personeli bulunuyor. PKK'ya 15 Bin dolar Verdi Fethullahcilar Ozel Isik Koleji'ni acacaklari donemde, Erbil, Talabani liderligindeki Kurdistan Yurtseverler Birligi (KYB)'nin denetimi altindaydi. 


Fethullahcilar, okulun ozgurce faaliyet gostermesi ve bir mudahale ile karsilasmamasi icin PKK ile anlastilar. Isik Koleji'ni temsil eden kisilerle PKK arasindaki iliski, Erbil kalesinin hemen altinda bulunan Taurus Oteli'nde kuruldu. PKK'ye 15 bin dolar para yardimi yapildi. PKK'nin okula mudahalede bulunmama kosulu, Fethullahcilar'in Turkiye Cumhuriyeti devletinin sivil ve askeri istihbarat personelini okula sokmamasiydi. Fethullahcilar'la PKK, Turkiye'ye karsi bir ittifak olusturmuslardi. Nitekim CIA, okulu us olarak kullandi. PKK'nin de buna bir itirazi olmadi. Bunun karsiliginda okul, faaliyete basladi. Okulun ogrencileri, Turkmen ve Kurt asiretlerinin zengin kesiminin cocuklarindan olustu. Fethullahcilarin PKK'ye yardimi, butun ayrintilariyla Genelkurmay istihbarati tarafindan saptandi. 


Aydinlik, 14 Eylul 1997 Asya Finans: Para Aklamada Yeni Istasyon Fethullah Gulen'in, ABD'den Malezya'ya 200'e yakin okulu var. Okullarin yogunlastigi alan; Dogu Avrupa ulkeleri, Rusya ve Turk cumhuriyetleri. Okullar, Ortadogu ve Kuzey Afrika'ya da uzaniyor. Okullarin bir baska kullanimi var ki, hic bilinmiyor. Fethullahcilar, okullar araciligiyla kara para akliyor ve yasadisi para transferi yapiyorlar. Baslangici soyle, Rusya ve Dogu Bloku ulkelerinden yabanci doviz çikartilamiyordu. Doviz kitti. Orta asya ulkelerinin parasiyla ticaret yaparsaniz da zarar ediyorsunuz. Cunku o paralar surekli ve cok hizli deger kaybediyor. 


Fethullahci okul yoneticileri, isadamlarina "komisyon karsiliginda" ticaretten kazandigi dolarlari Rusya'dan cikariyorlar. Sistem soyle calisiyor: Yabanci ulkelerdeki okullar, kr amaci gutmeyen vakiflar tarafindan kuruluyor. Bu ulkelerin cogunda, bu tur vakiflar mali denetimin disinda. Turkiye'den goturulen ogretmenlere, 12-15 bin dolar arasinda maas odeniyormus gibi gosteriliyor. Bu para, Turkiye'ye transfer ediliyor. Turkiye'de de ogretmenlerin hesabina 500-600 dolar yatiriliyor. Geriye kalan, ilgili yerlere aktariliyor. Fethullahcilar, Asya Finans'i kurmadan once yurtdisindaki islerini Faysal Finans araciligiyla yurutuyorlardi. Son donemde, Faysal Finans'la sorunlar ciktigi ve bu yuzden Asya Finans'in kurulmasina karar verildigi belirtiliyor. 


Gulen, Para dergisinden Gulcin Tahiroglu'na Asya Finans'in kurulus gerekcesini soyle acikliyor: "Dunyanin degisik yerlerinde okullar, muesseseler acilinca para transferi gibi, teminat mektubu gibi bir seye ihtiyac duyuluyor. Asya Finans'in guclu bir finans olacagi kanaatini tasiyorum. Dista yapilan isleri daha rahat goturmek icin finans kaynagi olsun, teminat mektuplari saglansin, dista bankalardan kredi almak kolaylassin" Asya Finans'in kurulus karari verilince, kisa surede 2 trilyon toplaniyor. Ilk toplantilara Fethullah Gulen de katilmis. Katilisini, "Arkadaslarimiz bunu bir ugur saydilar" diye acikliyor. (Para dergisi 22 Eylul 1996) Fethullahcilar Turk Cumhuriyetlerinde daha cok petrol ve madencilige el atmislar. 


Once okullara giriyorlar. Medya sektorune de agirlik veriyorlar. Zaman gazetesini bir orgutlenme araci olarak kullaniyorlar. Ticari baglanti yaptiklari Turk Cumhuriyetlerinin cogunda Zaman basiliyor. Rusya, Fethullah okullarini kapatiyor Rusya yonetimi, 2002'den baslayarak Fethullah okullarina karsi operasyon yapilor, Rusya Devlet Baskani Putin'in emriyle 2004 yili sonunda ulke icindeki Fethullah Gulen okullarini kapatmak icin harekete gecti. Gulen'e bagli cesitli sirketleri yakin takip altina alan Rus yonetimi, okullari "Amerikan ve Ingiliz casusu yetistirme merkezi" olarak goruyor.


 Rusya yerel yoneticileri arasinda bu okullarda okumus bazi gorevlilerin de isine son verilmesi icin hazirliklar yapiliyor. Bircok bolgede, yerel yoneticilerin cocuklarini Ingilizce egitim vermesi nedeniyle bu okullara gonderdigine dikkat cekilerek, Fethullah Gulen okullarindan yetismis ve bazi yerel devlet dairelerinde calisan kadrolarin da onemli bir tehlike olarak goruldugu belirtiliyor. Moskova'da yayimlanan Nezavisimaya gazetesi, Haziran 2000'de Fethullah Gulen'in Rusya'daki taraftarlarinin iktidar organlarina sizdigini yazdi. 


Soz konusu okullarin once Rusya'nin Turkce konusan bolgelerinde kuruldugunu bildiren Nezavisimaya, Tataristan'da 8, Baskirdistan'da 4, Karacay-Cerkez, Cuvasya ve Yakut-Saha'da da birer okul bulundugunu yazdi. Astrahan ve Dagistan'da da lise ve kolejler bulundugunu yazan Nezavisimaya, bu okullarin Nurcular, Serhat, Toros, Palandoken, Feza ve Cag Ogretim International gibi degisik adlardaki Turk sirketleri tarafindan finanse edildigini bildirdi. Gazetedeki yazida, okullarda "radikal Islam ve tek Islam devleti kurulmasi propagandasi" yapildigi belirtilerek, bu kuruluslarin denetlenmesini istendi. 


FSB: Casusluk Yapiyorlar Rusya Ic Guvenlik Orgutu FSB Baskani Nikolay Patrusev, 17 Aralik 2002'de Turk basininda yer alan aciklamasinda, gerceklestirdikleri en basarili etkinlikler arasinda Turk casuslarin desifre edilmesini de saydi. FSB Baskani 2002 yili etkinlik raporunda Fethullah Gulen okullarinda calisan ogretmenlerin casusluk faaliyetlerinin desifre edildigini belirtti. FSB Baskani, aciklamasinda, okullarin sahibi konumundaki Tolerans, Serhat ve Ufuk vakiflarinin isimlerini verdi. Rusya'nin Baskirdistan Ozerk Cumhuriyeti'nde Fethullah Gulen okullarindaki 10 ogretmen Haziran 2003'te sinirdisi edildi. 


Ayrica Baskirdistan Milli Egitim Bakanligi'nin sinirdisi edilen ogretmenlerin gorev yaptigi okulu kuran 'Serhat' vakfi ile tum anlasmalarini iptal ettigi de belirtildi. Bu olaydan sonra, Buryatya Cumhuriyeti'nde de, Fetullah Gulen okulu hakkinda sorusturma baslatildi. Milliyet gazetesi Moskova muhabiri Cenk Baslamis, 7 Eylul 2003 tarihli haberinde, Rusya'da Fethullah Gulen okullarinin temsilcisi konumundaki Tolerans Vakfi Baskani Mustafa Kemal Sirin'in sinirdisi edildigini duyurdu. Tolerans Vakfi Baskani Sirin, Rusya'nin Turk okullariyla baglantili olarak simdiye kadar sinirdisi ettigi en ust duzeydeki temsilci.

Yine ayni haberde Rusya Federal Guvenlik Servisi FSB'nin Baskani Nikolay Patrusev'in yaptigi aciklamanin ardindan, Rusya Egitim Bakanligi'nin Fethullah Gulen okullarina karsi kapsamli bir sorusturma baslattigi belirtiliyor. Bu cercevede Rusya'nin degisik bolgelerinde 10'a yakin okul kapatilirken, 50'den fazla Turk vatandasi sinirdisi edildi. (Aydinlik, 5 Eylul 2004) AKP Hukumetiyle Gelen Sicrama Fethullah Gulen, Ciller iktidarinda gucunu artirdi. Ancak 28 Subat 1997'deki askeri mudahale ile ektkinligi agir darbe yedi. Fethullah Gulen, Turkiye'yi terkedip ABD'ye kacmak zorunda kaldi. ABD yonetimi Turkiye'nin iade istegini kabul etmedi. 


AKP hukumetinin olusturulmasinda Fethullah Gulen, CIA'nin basyardimcisi idi. Tayyip Erdogan'in parti kurmasinda ve Erdogan'in TUSIAD ile baglanti kurmasina araci oldu. Fethullahcilar secimlerde AKP icin olaganustu caba gosterdi, buyuk paralar aktardi. Tayyip Erdogan Naksibendi muridi olmasina karsin, kabinesini bir tarikatlar koalisyonu olarak kurdu. Hukumete, Fethullah tarikatina bagli dort bakan aldi: Devlet Bakani Mehmet Aydin, Turizm Bakani Erkan Mumcu, Milli Egitim Bakani Huseyin Celik Ekonomi Bakani Ali Babacan. Disisleri Bakani ve Basbakan Yardimcisi Abdullah Gul de, Fethullah tarikatiyla yakin bagini her donem surdurdu. 

Gul'un bakanligindan sonra Fethullahci kadrolar Disisleri Bakanligi'nda yukseltildiler. Ekonomi Bakani Ali Babacan, Fethullah Gulen'in isadamlari orgutu ISHAD ile yakin bagi bulunuyor. Disisleri Bakani Abdullah Gul 7 Nisan 2004 gunu, Ekonomiden Sorumlu devlet Bakani Ali Babacan ise 21 Eylul 2004 gunu ISHAD uyeleriyle yemekli toplantida bulustu. Fethullah Gulen'e bagli isadamlari AKP hukumeti tarafindan kayiriliyor. Banka kredileri, ve devlet tesviklerinden oncelikli olarak yararlandiriliyorlar. Erdogan'in yurtdisi gezilerine katiliyorlar. 

AKP iktidarinda oncelikle Icisleri, Milli Egitim, Maliye, Disisleri bakanliklari burokrasisi Fethullah Gulen tarikatinin egemenligine sokuldu. Poliste Fethullah Orgutu Egemen Icisleri Bakani Abdulkadir Aksu da Naksi olmasina karsin, Fethullahcilarin Emniyet Genel Mudurlugu'ndeki orgutlenmesini takviye etti. Icisleri Bakanligi'nin butun kritik mevkilerine Fethullahcilar egemen oldu. Fethullah Gulen, AKP'nin Fethullah tarikatina mensup Eskisehir Milletvekili Muharrem Tozcoken'in basinda bulundugu bir ozel orgutlenme ile Emniyet'e hukmediyor. Tozcoken, milletvekili olmadan once Emniyet Genel Mudur Yardimcisi idi.

 AKP hukumetinin Adalet Bakani Cemil Cicek de, davalari devam etmesine, hakkinda giyabi tutuklama karari olmasina karsin Fethullah Gulen'in Turkiye'ye gelmesinin onunde bir engel bulunmadigini soyledi. Surgunde Dogu Turkistan Hukumeti bir CIA-Fethullah-AKP yapimi ABD'nin Wisconsin Eyaleti'nde, 14 Eylul'de kuruldugu ilan edilen "Surgunde Dogu Turkistan Hukumeti"nin kurulmasinda Fethullah Gulen tarikatinin ve AKP hukumetinin tayin edici rolu var. Kukla Hukumetin Basbakan ve Disisleri Bakani E nver Yusuf Turani, Fetullah Gulen Tarikati mensubu. 1962 dogumlu Enver Yusuf, Cin'den Suudi Arabistan'a kacti. 1983-1985 yillarinda Turkiye'de ikamet etti. Turani soyadini Turkiye'de iken kullanmaya basladi.


 Istanbul'da dil ogrenmek icin kaydoldugu Ingiliz Kultur kanaliyla ABD'ye gonderildi. 1998 yilinda ABD vatandasi oldu. Turkiye'ye getirildiginden bu yana Fethullah Gulen orgutuyle icice. Enver Yusuf, ABD'de "Dogu Turkistan Ozgurluk Merkezi"ni kurdugunda Fetullah Gulen tarikatinin yayimladigi Zaman gazetesi 25 Kasim 1996'da tam sayfa roportaj yayimladi ve Enver Yusuf'u Uygurlarin ABD'deki lideri gosterdi. Enver Yusuf, 11 Eylul 2001 tarihine kadar Mclean'de cok luks bir villada yasiyordu. Suudi Arabistan'dan duzenli para aliyordu. Son uc yilda Fethullah Gulen tarikatinda etkin. Uygur orgutleri arasinda fazla agirligi bulunmayan Enver Yusuf'un "basbakan" atanmasinda. 

Fethullah Gulen tarikati ile baginin kilit onemi var. Enver Yusuf, Fethullah Gulen'in Papa ile bulusmasinda on ayak olan ve gorusmede cevirmen olarak bulunan Rustu Kalyoncu ile ortak. Rustu Kalyoncu, 1931 Izmir dogumlu Hukuk Fakultesi mezunu. Izmir'de ticaret yapan agabeyi Fethullah'in en onemli maddi destekcilerinden biri. Rustu Kalyoncu, uzun yillardir ABD'de bulunuyor. Bir donem Amerikan Adalet Bakanligi'nda calisti. Fethullah Gulen'in CIA ve Pentagon'la baglantilarini surduruyor. Kukla hukumet tezgahinin her boyutunda Fethullahcilar devrede.

Fethullah'in Virginia'da kurdugu Amerikan Turk Dostluk Dernegi de (American Turkish Friendship Association) kukla hukumetin ilk toplantisinin duzenlendigi Fairfax Kutuphanesi'nin kiralanmasinda rol aldi. Kukla hukumetin Turkiye Cumhuriyeti vatandasi uyeleri Ismail Cengiz, Abdulveli Can, Hizirbek Gayretullah'in da Fethullah teskilati ile yakin bagi var. Kukla Hukumetin "Basin Sozcusu" ve "Turizm Bakani" Ismail Cengiz, Dogu Turkistan Gocmen Dernekleri binasinda basin toplantisi yapti. Aydinlik'in, "AKP hukumetiyle gorusuldu mu? sorusuna, Cengiz su cevabi verdi. "Sahsi dostlarim var. Onlarla konustum. Avrasya'yi,Cin'i, Rusya'yi iyi taniyan hocalar var, arastirma merkezleri var onlara danistim 68dayanisma.org

About irFaN DeRiN GüNDeM

Hi there! I am Hung Duy and I am a true enthusiast in the areas of SEO and web design. In my personal life I spend time on photography, mountain climbing, snorkeling and dirt bike riding.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

KÜRT ACILIMININ TÜM DESiFRESi

iYi iZLE AKP TÜRKiYEYi BÖYLE SATIYOR _______________________________________________________________________ OLASI BiR iSTANBUL DEPREMi OLURSA AMERIKA TÜRKIYEYI ISGAL EDER