YASAKLAR ÜLKESi ÖRNEK AL TÜRKiYE

İngiltere’de bir kuaför salonu,
türbanlı olduğu için çalıştırmak istemediği
Büşra Noah adlı Müslüman kıza 4 bin sterlin
(yaklaşık 10 bin YTL) tazminat
ödemeye mahkum edildi.

iRANLI KADINLARIN DURUMU

TÜRKiYEDEKi KADINLAR BiZi ÖRNEK ALSIN DEDiLER BiZiM HALiMiZE BAKSINLAR

Ayrıntılı haber en asagıda

AYNI BEZi TÜRK KADININA GECiRMEYE CALISIYORLAR

Emin Gürses DÜNYA GÜNDEMi-2
yükleyen irfan3334

İRAN’DA POLİSİN YENİ HEDEFİ AYAK BİLEĞİ

Ahlak polisi şimdi de kot pantolonların paçalarını kıvıran ve kapri giyen kadınlara savaş açtı.

Kadının ayak bileğinin görünmesinin İslam’a aykırı olduğunu söyleyen polis bu kıyafetleri satan mağazaları da kapatıyor

İran’da geçtiğimiz yaz kadınlar son dönemlerin en şiddetli giyim-kuşam denetimine maruz kalmıştı. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın talimatıyla aralarında 100 kadın polisin de bulunduğu 1000 kişilik bir ekip başkent Tahran’da saçını tam olarak örtmeyen, kısa manto, dar pantolon, vücuda yapışan elbise giyen kadınları yaka paça polis araçlarına doldurdu. Ahlak polisi kıyafet kurallarına uymayanlara bir daha böyle giyinmeyeceklerine dair bir belge imzalattı. İkinci kez aynı kıyafetle yakalanmaları durumunda tutuklanarak mahkemeye çıkartılacakları ve kırbaç cezasıyla karşı karşıya kalacakları hatırlatıldı.

Erkeklere saç denetimi

Ardından kış aylarında da “çizme operasyonu” yapıldı. Kot pantolonu çizmenin içine sokmanın İslami kurallara aykırı olduğu belirtilerek bu şekilde giyinen kadınlar uyarıldı. İşte bu kılık-kıyafet denetimlerinin son halkası dün başladı. Ahlak polisi bu kez kısa pantolon, bilekten paçaları kıvrık kot, kapri gibi kıyafetleri giyen kadınların peşinde. Amaç İslam’a aykırı şekilde ayak bileklerini gösteren kadınları tespit etmek. Polisin açıklamasında bu tür kıyafetler satan mağazaların da kapatılacağı belirtildi. Batı tarzı saç kestiren erkekler de denetimden nasibini alacak. Ayrıca Batı tarzı saç kestiği, kaş aldığı, dövme ve makyaj yaptığı belirlenen berberler de kapatılacak. İran’ın aşırı-muhafazakâr lideri Ahmedinecad’ın 2005’te iktidara gelmesinden sonra magazin dergileri, bilardo, nargile ve Batı tarzı müzik gibi birçok şeye yasak konuldu.







MÜSLÜMANLIKTA BU BAGLAMA BiCMiDE YOK ÖRTÜNMEDE YOK

PEYGAMBERiMiZ ZAMANINDA KARA CARSAFIN OLMASININ SEBEBi CiNSELLiGi SACMAMAK iCiNDiR KURANDA DA GERDAN KISMI KADINLARDA ETEK DiZE KADAR KOLLAR DiRSEGE KADAR OLACAK SACLA MACLA ALAKASI YOK

BU SAYDIKLARIMIZ ERKEKLER iCiNDE GECERLi CAG GELiSiP DEGiSTiKCE BU CIKARILDI CÜNKi OSMANLI PADiSAHIMIZ ABDÜLHAMiT HAN'A SUiKAST YAPANLAR KARA CARSAFIN iCiNDEN CIKARILDI.

BU NE DEMEK TOPLUMSAL YASAMIN BiR PARCASI OLMUSTUR KILIK KIYAFET ATATÜRK BOSUNA ÜSTÜNDE DURMAMISTIR BUNUN.KADINA KARISMADI ZATEN ERKEKLERIN SALVAR VE FESLERiNi KALDIRDI CÜNKi YUNAN ADETiYDi

CIKARAN iSE iSLAMCILARIN iDOLÜ OLARAK BiLiNEN ABDULHAMiT HAN CARSAFI KALDIRMISTIR AMA BiR GRUP KESiM BUNUN ÜSTÜNÜ KAPATIP GiZLiYOR

ATATÜRK'E HAKARET

EDiYORLAR HALA TÜRKiYEDE ATAMIZIN

KURTARDIGI ÜLKEDE YASIYORLAR MADEM BEGENMiYORSUN

DEFOL GiT iRANDA YASA ZORLA TUTANMI VAR

YAHUDi iSi OLAN TÜRBAN BİCiMi ÜLKEMiZE NERDEN GELDi


iBLiSiN KIBLESi ADLI KiTABIN YAZARI CENGiZ ÖZAKINCININ ACIKLAMALARI KiTABINDAN PASAJLAR

LÜTFEN TÜMÜNÜ DiKKATLE iZLEYiNiZ

SAG TARAFTAN ViDEO BiTiNCE DiGERiNi SECiYOSUNUZ

ZAMAN BiRiMiNiN YANINDAKi KARE EKRANI TAM EKRAN YAPAR

LÜTFEN DUYARLI OLUN ÜLKEYE COK CiDDi TAHMiN BiLE EDEMEYECEGiMiZ ÖLCÜDE SALDIRI VAR

SESSiZ VE DERiNDEN

SiMDi HEDEF ORDU ORDUYU ZAYIFLATIP YOK EDECEKLER TÜRKIYE GÜCÜNÜ KAYBEDINCE TACiZLER BASLIYCAK


SiMDi iRAN SONRA SIRA BiZDE ERMENiLERiN HARWARD TTAN PROFLARI GELiYOR GiZLi TOPLANTILARA KATILIYORLAR

VAN BiZiM DiYOR ADAMLAR DiYERBAKIR BASKENTiMiZ DiYORLAR

AMAC BÜYÜK ERMENiSTAN.KUZEY IRAGA AMERiKA ÜSTÜNÜ KURUYOR TROBZON HAVA LiMANI BÜYÜTÜLDÜ ADANA iNCiRLiK ZATEN VAR

iSTE BiTTi HERSEY BURAYA KADAR ETRAFI SARMAYA BASLADILAR VE BiTMiYCEK

AMAC 22 iSLAM ÜLKESiNi VURMAK VE BASKENTi KUDÜS OLAN TEK BiR YAHUDi DEVLETiNi KURMAK

BAKIN BiYOLOJiK SAVASLAR VARDI ZATEN ARTMAYA BASLADI

KUS GRiBi BiTTi KENE BASLADI O BiTER BASKA SEY BASLAR

BUNLARI HEPSi TAKTiK PANİK SACMYA CALISIYORLAR iNSANLAR ÜLKEYi DEGiL KENEYi KONUSSUNLAR iSTiYORLAR

HABER BÜLTENLERi BiLE BUNA GÖRE TEZGAHLI MEDYA BASKALARININ ELiNDE MASONLARIN VE SiYONiSTLERiN.

AYIK OLMAMIZ BiLGiLi VE COK ÜST DÜZEYDE BiLiNCLi OLMAMIZ GEREK.BIRAKIN BU FUTBOL MACLARINI

KASTEN TÜRKiYENiN KAZANMASINI SAGLARLAR O GÜCÜ SAHiPLER SIRT TÜRKiYENiN BASARISINI KUTLAYALIM FUTBOLA DALALIM DiYE AYIK OL TÜRKiYE...

YOKSA AZiZ NESiNiN SÖZLERiNE BiRCOKLARI GiBi iNANMALIMIYIZ TÜRKiYENiN YÜZDE 60'I AHMAK MI???

TÜRKiYE CUMHURiYETi TIMARHANE CUMHURiYETiNE DOGRU EVRiM DEGiSTiRMEKTE.

HERKESLE PAYLASIN EN GÜZEL ÖRGÜTLEME TEK BASINIZA OLAN ÖRGÜTLENMEDiR HERKES AYNI BiLGiYE AYNI KAFAYA SAHiP

AMA TEK BiRLiK OLMA ZAMANINIDA ZATEN ANLAR BiLGi,Li iNSAN



SiTEDE REKLAM YOK MADDi CIKAR iCiN KURULMADI LÜTFEN TÜM DOSTLARINIZLA PAYLASIN MAGAZiN FUTBOL CHAT DiZiLERLE

BiRLiKTE GELEN CEHALET BASIMIZA COOK iS ACICAK YOKSA......

Türbanlı kuaföre tazminat kararı

İngiltere’de bir kuaför salonu, türbanlı olduğu için çalıştırmak istemediği Büşra Noah adlı Müslüman kıza 4 bin sterlin (yaklaşık 10 bin YTL) tazminat ödemeye mahkum edildi. Noah’ın duygularının incitildiğine hükmeden mahkeme, kuaför salonu sahibi Sarah Desrosiers’in, "modern saç kesimleri yapılan bir dükkanda çalışacak kuaförlerin saç modelleriyle müşteriyi özendirmesi gerektiği" yolundaki savunmasını haklı bulmadı. Mahkeme, Desrosiers’in ayrımcılık yaptığı yolundaki iddiayı ise reddetti. Kararı eleştiren Desrosiers, bu tür cezaların küçük iş yerleri için büyük tehdit oluşturduğunu belirterek, "Milyonlarca yıl geçse de saçını tümüyle kapatmakta kararlı birinin bu iş kolunda çalışmasını normal bulmayacağım" dedi. Ülkede dul kadınların sayısı 3 milyonu geçince Irak hükümeti böyle bir çözüm yolu buldu. Parlamentondaki laik bloktan El-Irakiye Listesi Milletvekili ve Meclis Kadın Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Macide Hüseyin, ülke genelinde süren kanlı eylem ve çeşitli saldırılar nedeniyle dul kadın oranında büyük bir artış olduğunu söyledi. Iraklı kadın parlamenter,bu kategorideki kadınların yaşamsal zorlukla da burun buruna kaldığını dile getirdi. Başbakan Nuri El Maliki ise ülkesindeki dul kadınların daha fazla kötü yola düşmemesi için yeni bir öneri getirdi. Maliki, dul kadınlarla evlenen Iraklı erkeklere 38 milyon Irak Dinarı (25 bin Amerikan doları) para yardımı vaadinde bulunurken, Irak Parlamentosu da, dul kalmış kadınlara yardım amaçlı olarak 2 ayda bir 75 bin Irak Dinarı (50 Amerikan Doları) vermeyi kararlaştırdı. Mevcut koşullarda hiçbir sosyal güvenceleri olmayan dul kadınların bir kısmı geçimini sokaklarda dilencilik yaparak sağlarken, bir kısmı ise fuhuş yaparak hayatını sürdürüyor. YALCIN KÜCÜK TÜRBANA ATES PÜSKÜRDÜ AKP VE TAYYiP ERDOGANDA NASiBiNi ALDI. BU KOKUDA COK MÜREKKEP YALADIM DiYEN TAYYiP ERDOGAN'A TÜRBAN CEVABI KiTAPTAN YALCIN KÜCÜK YORUMUYLA ViDEO ASAGIDA ONLARDA TAM TERSi BASLARINI ACTILAR Bambaşka biri olmak istedim Kübra Doğru, ekrandan tanıdığımız bir televizyoncu... Kanal A’da yayınlanan ‘Şefkat Yolu’ programının yapımcısı ve sunucusu. Kanal 7’de ekrana çıkan ilk türbanlı spikerdi. Başını kapattığı dönemde felsefi olarak bir değişim yaşadığını söylüyor. Bundan dolayı türbansız yaşamaya karar vermiş. Türbanını çıkarma noktasında bazı hocalardan fetva da almış. Şimdi yine muhafazakar bir kanalda, örtüsüz olarak ekran karşısında. Yıllar önce ‘ilk sertifikalı başörtülü spiker’ olarak, 32. Gün’e de konu olmuş bir kadın. Başörtüsünün var olma biçimiyle aykırı olan duruşlarla karşılaştım diyor. Siz yıllar önce, 32. Gün'e konu olmuştunuz, ‘Türkiye'nin sertifikalı ilk başörtülü spikeri’ olarak… Yıllar önce, TGRT'de çalışıyordum ama kamera arkasındaydım. Arkadaşlarım önerdi, Kanal 7 diye bir televizyon açılacak; muhafazakar bir kanal, türban sorun olmaz” dediler. Sonuçta işe başladım ama TGRT'den farklı olarak ekranın önüne geçtim bir programla. Ve kamera önünde örtülü halimle dikkati çektim. Evet, röportajlar yapmaya o zaman birkaç yabancı televizyon kanalı da gelmişti. Söylediğiniz gibi bu konuyu Mehmet Ali Birand da 32. Gün’de işledi. Önce kapanma öykünüzü anlatır mısınız? Kitaplardan etkilendiğimi söylemeliyim. Okumadığım meal, tefsir kalmamıştı. O dönemde okuduklarım, yaşadıklarım, hislerim ve inanmak istediklerim böyleydi. Kimsenin haberi yokken bir gün sabah kalktım, Fatih'e gittim. Kendimce alışveriş yaptım. Türbanımı takıp pardösüyü giydim, eve geldim. Herkes şaşkındı ama yapımı bildikleri için de çok bir şey demek istemediler. Aileniz kapalı değil öyleyse? Ailem Azeri kökenli hâlâ Kafkasya'da akrabalarımız var. Anneannem ve dedem Ardahan'a yerleşmiş ve hâlâ orada yaşayan insanlar. Dedem doktor. Gelenek, görenek, edep, erkan, saygı, muhabbet ve sohbetin olduğu bir yapıdalar. Dolayısıyla baskıcı aile yapısı yok. SAMİMİYETSİZLİĞİ GÖRDÜM İslam’ı oruç, namaz gibi bütün kurallarıyla yaşadınız mı? Her ne ise ve ne işse doğru, düzgün ve tam yapmalısınız. Hele konu, dini vecibelerse ve inandığınızı iddia ediyorsanız çok daha önemli... Bende de ilk yıllarda geçerliydi bu dedikleriniz. Ama bunu sürekli yapmak çok zor... Nefis meselesi'ni öne sürerek ben bu konuda dört dörtlüğüm' diyene de asla inanmam. Yalandır. O zaman zaten hepimizin peygamber olması gerekiyor! Neden başörtünüzü çıkardınız? Asla hiçbir şey benim düşlediğim ve düşündüğüm gibi değildi. Okuduklarım, yaşamlarına tanık olduklarım, içlerinde bulunduğum durumlar… Ve bütün bu yaşanmışlar ışığında tecrübelendikten sonra sorgulamalarım daha da fazlalaştı. Açıkça söylemek gerekirse sancılı bir süreç yaşadım ve başımı açmam benim kişisel devrimimdi diyebilirim. Bu kararınızda en önemli etken neydi? Başörtüsünün var olma biçimiyle aykırı olan duruşlarla karşılaştım. Bütün bunlar karşısında ifadesini yitirmiş bir şeydi artık o örtü ve bu işler başörtüsüyle falan ilgili değildi bence. Bu noktaya geldiğimde çok kesin bir kararla hem başörtüsünü çıkardım hem de Kanal 7'den istifamı verdim. Açınca, bir ‘mahalle baskısı’ yaşadınız mı? Hayır. Ama o güne kadar edindiğim kitle ve onlara karşı duyduğum samimiyetten dolayı ben onlara ihanet ediyormuşum gibi hissettim elbette. Ama onlar geride olup biteni bilmiyorlardı. Bir ara açtığım için aforoz edilmekten bile korktum... Süreç sancılıydı. ‘Ben açılıyorum, bu doğru mu’ diye fetva aldınız mı? Fetva alma yolunu da kendimi rahatlatma adına denedim. Doğrusunu söylemek gerekirse, içsel muhasebeye gittiğim dönemdi. Hani içimi rahatlatmak adına fetva aldım, açmam doğrultusunda. Bunların isimlerini veremem ama şunu diyebilirim; İslami kesimde bugün odak isimlerdi. İnsanlar örtü konusunda farklı düşünüyorlar, sizin düşünceniz nasıl? Bir ayetin -sanırım ilk ayetlerden birinin- tam meali şudur:Din güzel ahlaktır diyor. Yani her şey güzel ahlak üzerine kuruludur diye düşünüyorum. Ve insanların inançları Yaradan’la kendileri arasında olmalıdır. Yani hâlâ samimiyetle inanıp, tam uyan ve sadece Kuran'da yazana riayet edip riya katmadan, nefsini arındırmış olarak yüksek mertebede olan varsa büyük saygı duyarım... Başımı açmam bireysel devrimimdi 24 yaşındaki Feyza Gündoğdu, türbanını çıkarıp açık olmayı seçti. Şimdi dans okulunda salsa öğrenen genç kız kendisindeki radikal değişimin nedenlerini paylaştı. 14 yaşında kapanmışsınız. Aileniz mi istedi? Annem-babam hacı. Aile ortamından etkilendim… Bir gün anneme ‘artık kapanıyorum’ dedim. Aniden olduğu için şaşırdılar ve çok sevindiler. 14 yaşındaydım ve liseye başlayacağım yıldı. Normal liseye başvuramadım, İmam Hatip'i de tercih etmedim. Aileme katkıda bulunmam gerekiyordu; bu nedenle çalışmak istedim… İş bulmanız kolay oldu mu? Kapalı olduğum için birçok yere alınmadım. Nihayet tesettürlülerin çalıştığı bir mağazaya kabul edildim. Çok mutlu oldum, başladım ama bir süre sonra firma sahibinin oğlu bana ilgi duymaya başladı niyetinin ciddi olduğunu söyledi… Ondan sonra da iyice sahiplendi. Ne gibi sahiplenme? Örneğin, “gelen erkek müşterilere sen bakma, başkası ilgilensin” diyordu. Sonra bu yasaklar ileri gitti ve mağazaya gelen erkeklerden kıskandığı için işten çıkardı beni! Düşünün ben aylarca tesettürlüyüm diye iş bulamamıştım zaten… Bütün bunlara ‘evet’ mi diyordunuz? Evet, çünkü seviyordum. Evlenince mutlu olacağımı düşünüp ‘ seven katlanır’ diye geçiriyordum içimden. Fakat görüşmem gereken insan sayısını gün geçtikçe azaltıyordu. Son dönemlerde ablam ve eniştem bize yemeğe geldiği zaman, onlarla aynı masada yemek yememi yasaklamıştı! Akrabalarımızdan bir erkeğe selam vermem bile yasaktı. KADIN MARKETE GİTMEZ ‘Olmaz, bu kadarı da fazla’ demediniz mi hiç? Ona göre ‘kadın markete gitmez’di. Evimize misafir gelirse odamdan çıkmamamı tembihliyordu. Düğün, dernek gibi gezmeler zaten yasaktı. İki yıl boyunca, bu baskılarından dolayı bunalımlar geçirdim. Depresyona giriyor, ayrılacağımı söylüyordum ama hemen arıyor, bir daha asla yapmayacağını söylüyordu; barışıyorduk. Derdi neydi? Başınız örtülü, beş vakit namazda niyazdasınız... Tek renk ve genellikle koyu tonlara mahkum etmişti beni. Gittiğim yerleri de tenkit ediyordu. O gittiğiniz yerde o...lar var”, açık kız arkadaşlarınla görüşmeyeceksin” diyordu. Namaz kılmam ve kapalı olmam onu tatmin etmiyordu. Dayanamadım ve sonunda kesin ayrıldım; ayrılınca cep mesajlı tehditleri başladı. Neden? Beni unutamadığını söylüyor, bir yandan en ağır hakaretleri yazıyordu. Bana yar olmayanı başkasına yar etmem” türündeydi çoğu.Yaşatmam” gibi sözler. Tam bir çılgın âşık... Bu tehditler de ağırlaşınca o kadar kötü hissetim ki kendimi. Tam dibe vurdum. Sürekli intiharı düşünüyordum, o kadar kötüleştim ki psikologa gitmeye başladım. Teşhis ‘majör depresyon’, ağır vakaydım yani. KENDİMİ DANSLA BULDUM Yeni bir iş ararken, zorlanmadınız mı? Birçok gazete ilanına başvurdum. Nihayet biri türbanlı olarak beni kabul etti. Hem patronum hem de iş arkadaşlarım çok iyi insanlar çıktı. İş yerinde yakın bir kız arkadaş edindim, tüm dertlerimi sıkıntılarımı paylaştım; paylaşmak, yeni iş, yeni arkadaşlar bana iyi geldi. Başımı da açmak istedim. Bir gün işe türbansız gittim ve patronum dahil kimse “aaa niye böyle?” demedi. Neden oldu bu ani değişim? Ondan tehdit ve ölüm mesajları hâlâ geliyordu. Kendi üzerimde onun izleri olan her şeyi silmek istedim. Bunlardan biri de tesettürdü. Sihirli bir değnekle bambaşka biri olmak ister gibi bir ruh halindeydim. Aileniz nasıl karşıladı? Hiçbir şey… Yorum yapmadılar. Çünkü onunla birlikteyken psikolojim o kadar bozulmuştu ki zaten alabildiğine özenli davranıyorlardı. Şimdi salsa yapıyorsunuz. Dans etmeye nasıl karar verdiniz ? Açılmamla birlikte her şey farklılaştı. Psikologum da bir hobi edinmemi söylüyordu. Eskiden beri içimde gizli bir dans merakı vardı. Ama çevrem dolayısıyla yapamazdım. Buna da cesaret ettim ve salsa kursuna yazıldım. Şu an bu dansa âşığım diyebilirim. Hobi olarak da kalmasını düşünmüyorum kesinlikle. Profesyonel yapmak istiyorum. Ruhuma hitap ediyor. Benim amacım bir şeyleri atlatmak için yeni bir yaşam tarzıydı. Bunu girdiğim yeni işle ve dans kursu ile başardım... AYLA ÖNDER YACIN KÜCÜK & TAYYiP ERDOGAN TÜRBAN GERCEGi KiTAPTAN TÜRBAN GiREMEZ BU ÜLKEYE!!! İŞTE KIRKINDAN SONRA BAŞINI AÇAN BİR REYHAN VAKASI DAHA Ailesinin baskısıyla 12 yaşında başı örtülen imam-hatip kökenli diş hekimi Reyhan Boz, 26 yıl sonra başını açtı. Boz, “Saç örtmenin örtünme olmadığına karar verdim. Ben yine Müslümanım” dedi İzmit’te 15 yıldır özel muayenehanesi bulunan diş hekimi Reyhan Karaaslan Boz siyasi istismar konusu yapılmasına tepki göstererek 26 yıl sonra başörtüsünü çıkardı. İmam - hatip kökenli olan 38 yaşında evli ve 2 çocuk annesi Reyhan Karaaslan Boz, Saç örtmenin örtünme olmadığına karar verdim. Ben yine müslümanım. Başörtüsünü çıkarıp başını açan dinden çıkmıyor” dedi. Sömürü aracı oldu Reyhan Karaaslan Boz, 12 yaşından itibaren başını örttüğünü, imam - hatip lisesinden mezun olduktan sonra İstanbul Ünivesitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni bitirdiğini söyledi. Üniversitede okuduğu dönemde yine türban mücadelesinin yapıldığını, küçük yaşta ailesinin telkiniyle kapandığı için 26 yıl süreyle başını örttüğünü kaydeden Boz, ancak bugün gelinen noktada türbanın sömürü aracı olarak kullanılmasına tepki duyduğunu anlattı. ‘Huzurluyum’ Boz, aldığı radikal kararla türbanı çıkarmasıyla ilgili şunları söyledi: Hani eskiden olagelen inanışa göre kapanıyorsunuz ve doğru olduğunu düşünüyorsunuz.Çok sorgulamıyorsunuz. Sonra çok okudum. Çok araştırdım. Çok düşündüm. O zamanının coğrafyasını, şimdinin coğrafyasını, o zamandan bu zamana değişen şeyler hiç değişmeyen şeyler, değişebilecek şeyler. Artık baş örtmenin örtünme olmadığına karar verdim. Öyle olunca da başımı açtım. İnsanın iç huzuru, ya da huzuru için, iç dengelerinin oturması lazım. O zaman ona inanıyorsunuz. Şimdi böyle olduğuna inanıyorum ve böyle huzurluyum.