Header ads

Header ads
BU DESiFREYi OKUMAK iCiN .RESME TIKLAYIN KONU ARSiViNDEN DE BULABiLiRSiNiZ
» » » » 13 KiSiLiK ÖLÜM LiSTESi


BU ADAM NASIL TANIK YADA SANIK OLAMAZ ERGENEKONDA HER YOLUN BU ADAMA CIKTIGI BiR DAVA NASIL BU ADAMSIZ YÜRÜTÜLÜR

ERGENEKON DAVASI AK PARTi KAPATMA DAVASINA KARSI KOZ OLARAK KULLANILIYOR ÜLKEYi KARISTIRIRIZ DiYE ÜSTÜ KAPALI YARGIYA MESAJ

VERIYORLAR VE TÜRKIYEYE ÜLEKEMiZDEKi iNSANLAR MEVZUNUN NE OLDUGUNU BiLE BiLMiYOR DOGRU DÜRÜST!!!

ERGENEKON'U AMERiKA YARATTI AMERiKA TASFiYE EDiYOR EKiBiNi DEGiSTiRiYOR DAHA PROFESYONEL BiR EKiP GELiYOR YERKLERiNE

KANAATiMCE METAFiZiK BiR EKiP BU EKiP BU SEFER TETiKCiLERLE VE AMERiKANIN iSTEDiKLERiNi YAPMAYAN SiYASiLERE BASKI UYGULAMAK iCiN OLUSTURULAN BiR EKiP DEGiL

SESSiZ GiZLi VE DERiN

TÜRKiYEYi SiYASİ GÜCLERiYLE iSTEDiKLERi GiBi KULLANIYORLAR






TUNCAY GÜNEY SANIK DEGİL ERGENEKON DAVASINDA ISE BAK KILIT ISIM

SANIKTA DEGIL TANIKTA

BU ISTE AKP PARMAGI GÖRÜYORUZ...


Ergenekon Davası kabul edildi, 86 tanık, 27 sanık var. İddianamede kilit isim Tuncay Güney yer almadı. Kanada'da bulunan Güney sanık yada tanık listesinde yer almadı.

ERTUGRUL ÖZKÖKE GÖNDERiLEN

13 KiSiNiN ÖLÜM LiSTESi


Türkiye'de kapatma davası ve Ergenekon soruşturmaının gölgesinde enteresan gelişmeler de yaşanıyor.

İşte bunlardan biri... Ertuğrul Özkök kendisine gönderilen bir tehdit mektubunu köşesine taşıdı.

13 kişiye özel mektup

ÖNÜMDE korkunç bir mektup duruyor.19 Temmuz günü İstanbul Bahçelievler’den postaya verilmiş.

Bilgisayarda yazılmış bir mektup.

Anladığıma göre bu mektup Türkiye’de 13 kişiye gönderilmiş.

Mektupta bu kişilerin isimleri var.

Ama ben, izinlerini almadığım ve ayrıca gerçekten böyle bir örgüt varsa, onun propagandasına hizmet etmek istemediğim için isimlerini vermeyeceğim.



Mektup şu cümleyle başlıyor:

"Bu bir uyarı mektubudur."

Şöyle devam ediyor:

"Sizi, aile düzeninizi ilgilendiren önemli bir konuda uyarmak istiyorum."

Mektubu yazan kişi, gönderdiği kişiye, "dostça bir uyarıda" bulunuyor.

Anlatımına göre, bundan bir süre önce, bir arkadaşının yardımıyla, "Anti Ergenekon Güçbirliği" adlı illegal bir örgüte girmiş.

Örgüt, bütün Türkiye’yi Irak’a çevirecek bir terör planı yapmış.

Plan mektupta şöyle anlatılıyor:

"Terör planı aşağıdaki iki sonuca göre uygulanacaktır:

1. Ergenekon davası askıya alınırsa,

2. AKP kapatılırsa.

Hedefteki birinci grup 13 kişiden oluşuyormuş.

Bu 13 kişi, kura çekilerek öldürülecekmiş.

Ancak ilk aşamada kendileri değil, önce yakınları öldürülerek, acı çekmeleri sağlanacakmış.

Bu 13 kişinin hepsinin adresleri tespit edilmiş.

Sözü edilen iki şeyden biri gerçekleştiği takdirde uygulamaya geçilecekmiş.



Sakın bu mektubu ciddiye alıp yayınladığımı düşünmeyin.

Ben tehditlere ve mektuplarına alışık bir gazeteciyim.

18 yıllık genel yayın yönetmenliğim sırasında, mafyasından bölücü terör örgütüne, sol terör örgütünden dincisine kadar çok geniş bir yelpazeden tehdit mektupları aldım.

Sadece ben değil, bu mesleği yapan çok sayıda meslektaşım da aynı tehditler altında hayatını ve mesleğini sürdürüyor.

Bu mektubu iki nedenle yayınlıyorum.

Birincisi, böyle bir belgenin tam aksi içeriğine sahip olanı, Ergenekon’da filtresiz gazetecilik yapan meslektaşlarımızın eline geçseydi, eminim, manşetlerden "Dehşet Planı!" olarak verilirdi.

Başka bazı güya liberal arkadaşlarımız da bunun üzerine yorumlar yaparlardı.

Bense hep kuşkucuyum.

Mesela bu mektupta bir kelimeye takıldım.

"Ak Parti" demiyor, "AKP" ifadesi kullanıyor.

Bu da ister istemez kafamda soru işareti uyandırıyor.

Yani bu mektubu gönderen kişiler, AKP karşıtı diye değerlendirdikleri kişileri korkutmak mı istiyor, yoksa tavırlarında daha da keskin hale getirmeyi sağlamak mı?

Oysa 13 kişilik listeye bakıyorum, içlerinden hiçbirinin böyle bir tuzağa düşeceğini sanmıyorum.

İşte bu noktada, mektubu yayınlamamın asıl sebebine geliyorum.

Türkiye’de çok sağlıksız bir "baskı ortamı" oluşturulmaya çalışılıyor.

Mesela bir gazetede, "Ergenekon’un 6. ve 7’nci dalgaları geliyor. Bu dalgada yargı mensupları bulunacak" diye bir yazı yayınlanıyor.

Üstelik, yazıyı yazan gazeteci bu bilgiyi "Ergenekon soruşturmasını sürdüren istihbaratçı ve savcılarla görüştükten sonra yazdığını" ifade ediyor.

Bu yazı, birçok çevrede, "Yargı mensuplarının gözünü korkutmak, sindirmek için böyle yapılıyor" şeklinde yorumlara yol açtı.



Yani, böyle yazılar sonunda, 13 kişiye gönderilen imzasız mektuptan farklı yorumlara yol açmıyor.

Bu ülkede gerçekten demokrasi isteyen makul insanlar, her iki mahkemenin de böyle sağlıksız şantajlar ve tehditlerden bağımsız karar vermesini arzu etmeli ve savunmalıdırlar.

AKP’nin kapatılmasını yanlış bulmak başka şeydir, mahkemeyi böyle tehditlerle baskı altına almaya çalışmak başka.

Bu yöntemlere şiddetle karşı çıkmaz, bir anlamda onun meşrulaşmasına yol açacak umursamazlık içinde olursak, sonunda bundan hepimiz zararlı çıkarız.


BUNA SÖYLiCEK LAFIMIZ SUDUR EYYYY ERTUGRUL ÖZKÖK

BiZi YEME ÜLKE KARISMISKEN BIRDE MEKTUPLA SEN IYICE KARISTIRMA DIYORUZ.


MADEM BÖYLE BIR MEKTUP ALDIN NiYE MEDYAYA ACIKLIYORSUN
13 KiSi HEDEF BIRI SENSIN KENDINI ACIKLADIN ÖNCE DIGER 12 KISIYI

NEDEN HEDEF YAPIYORSUN DAHA SONRADA DIGER 13 KISIYI ACIKLIYORSUN KENDiNiMi KANDIRIYORSUN BIRILERINE UZAKTAN MEDYAYLA MESAJMI VERiYORSUN YOKSA

KORKUYORMUSUN?????

BU MEKTUP HEDEF SASIRTMAK ICIN AK PARTiNiNDE MARiFETi OLMADIGINI SÖYLEYEBiLiRMiSiN

YARGIYA YENi TEHDiT iCATLARIMI YARATILIYOR







Evinde ve ofisinde ele geçirilen belgeler Ergenekon soruşturmasının omurgasını oluşturan eski gazeteci Tuncay Güney, ilişkileri, yaşadıkları ve açıklamalarıyla kafa karıştırıyor. “Gay” olduğu gerekçesiyle askerlikten muaf tutulduğunu söyleyen Güney, sahte ruhsatla cip sattığı için tutuklandı, serbest kalınca da 10 yıllık vizeyle ABD’ye gitti. Toronto’da ‘haham yardımcısı’ kimliğiyle ortaya çıkan Güney, Ergenekon’la ilgili olarak savcıların Kanada’ya gelerek ifadesini almasını talep etti.

10 soru 10 cevap

1-Tuncay Güney kimdir? - 1972 doğumlu. Çorum Kargı nüfusuna kayıtlı. Küçük yaşta babasını kaybetti. Pertevniyal Lisesi’nin birinci sınıfında okurken, okuldan ayrıldı. Kendi anlatımına göre, askere gitmeden önce Milliyet, Sabah ve Akşam gazetelerinde, bir süre de Samanyolu Televizyonu haber programları bölümünde çalıştı. İran, Irak, Suriye, Lübnan, ABD gibi ülkelere gidip geldi. 5 Mayıs 1997’de askere gittiyse de, 4 ay sonra “gay” olduğu gerekçesiyle askerlikten muaf tutulmasına karar verildi. Döndükten sonra Yeni Strateji dergisinde çalışan, Strateji Araştırma Grubu’nu kurma çalışmalarına katılan Güney, 2 Mart 2001’de bir ihbar üzerine Adil Serdar Saçan’
ın başında bulunduğu İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü’nce gözaltına alındı.
2001 öncesinde gazetecilik yaptığı dönemde Tuğgeneral Veli Küçük’le sürekli görüştüğü biliniyor.

Susurluk skandalıyla ilgili bazı fotoğrafları gazetelere sattığını anlatan Güney’in yine bu dönemde Mesut Yılmaz ile Abdullah Çatlı’yı fotomontajla yanyana getiren bir fotoğrafı bir DYP milletvekiline sattığı da biliniyor.
Hakkında İsmailağa Cemaati içinde yetiştiği, Fethullah Gülen’in sekreterlik işlerini gördüğü gibi iddialar da var.


Emekli MİT mensubu Mehmet Eymür’e ait olduğu bilinen “www.atin.org” adlı internet sitesinde, Güney gözaltına alınmadan yaklaşık 1 yıl önce çıkan “çift meslekliler” başlıklı yazıda anlatılan, istihbarat servisleri için çalışan gazetecinin de Güney olduğu öne sürülüyor.

VELİ KÜÇÜK İÇİN CİP
2- 2 Mart 2001’de gözaltına alınmasının nedeni ne? - Hakkında açılan davanın iddianamesine göre, Güney askerlik yaptığı dönemde tanıştığı teğmen M.O. ile ilişkisini daha sonra da sürdürdü. Bu sırada M.O., İstanbul Hasdal Kışlası’na tayin oldu. Güney ve M.O. temin edecekleri araçlara sahte ruhsat ve plaka hazırlamaya karar verdiler.

Güney’in şoförlüğünü yapan eniştesi A.T. ve Strateji Araştırma Grubu’nu birlikte kurmak üzere anlaştığı Ü.O. da organizasyona dahil edildi.
Bu dönemde işadamı Korkmaz Yiğit’in yanında çalışan emekli bir polis, Akın Birdal suikastinin azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay’ın Yiğit’i sıkıştırdığını belirterek, Güney’den yardım istedi. Söz konusu polis, Güney’e o dönemde emekliye ayrılmak üzere olan Tuğgeneral Küçük’e hediye edilmesi için bir de cip verdi.

Güney, Küçük’ün cipi kabul etmediğini söyledi, ancak kendi anlatımına göre, söz konusu kişinin borcuna mahsuben araca el koydu. Gazeteye ilan veren Güney ve arkadaşları, aracı almak isteyen kişiyle nasıl olduğu anlaşılmayan biçimde emniyetin basın odasında pazarlık yaptı. Güney, kendisini polis olarak tanıttı. Aracın parasını ödeyen kişi dolandırıldığını anlayana kadar Güney ve arkadaşları aracı yeni bir ruhsat çıkararak başkasına da sattı.

3- Bu dönemde isnat edilen başka bir suçlama var mı? - Güney, aynı dönemde kendini JİTEM elemanı gibi tanıtıp, İstanbul Sarıyer Kısırkaya’daki bazı arazileri almaya çalıştı. Güney, buradaki muhtara, köye bağlı plajları işletenlerin PKK’lı olduğunu söyleyerek, plaj işletmesinin Mehmetçik Vakfı’na verilmesini istedi ve bazı sözleşmeler imzalattı. Bir yandan sahte meslek diploması satma planları yapıyordu. Evinde yapılan aramada, çok sayıda nüfus cüzdanı bulundu. Güney, bunlardan kiminin sahibiyle seks yaptığını ve kimliğin kendisinde kaldığını, kimini de yolda bulup üzerine fotoğraf yapıştırmak için sakladığını anlatıyor.

ABD’DEN 10 YILLIK VİZE
4- ABD ile bağlantısı var mı? - Güney gözaltına alınmadan kısa bir süre önce ABD Konsolosluğu’ndan 10 yıllık vize almış. Yine kendi ifadesinde, Temmuz 2000’de ABD’de olduğunu ve kısa süre önce Türkiye’ye geldiğini anlatıyor.
5- Ergenekon soruşturmasına kaynaklık eden ifadeleri neden verme gereği duyuyor? - Güney’in arama yapılan ev ve ofisinden Ergenekon’la ilgili 6 çuval belge çıktı. Belgeler arasında, “Ergenekon Yeni Yapılanma Yönetim ve Geliştirme Projesi”, “Lobi”, “Ulusal Medya”, “Birleşik Komün Girişimi” gibi dokümanlar da var. Bugün tutuklu bulunan çok sayıda kişinin ismi belgelerde geçiyor. Bir iddiaya göre, kendiliğinden, Güney’e göre ise, gördüğü işkence nedeniyle Ergenekon yapılanmasını anlatmaya başladı. Bu ifadeler tutanağa geçirilmedi, ancak kasede kaydedildi. Güney’in anlattıklarının 3 saati bulduğu söyleniyor.

Dönemin Organize Suçlar Şube Müdürü Saçan’ın açıklamalarına göre, Ergenekon’la ilgili araştırma projesi hazırlandı ve dönemin DGM Savcısı, bugünün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’e götürüldü. Polis, Engin’in izniyle takip ve dinleme yaptı. Ancak sonuç alınamadı. Yine Saçan’ın ifadesine göre, Engin, belgeler ve anlatımların “soyut nitelikli” olduğunu belirterek takipsizlik kararı verdi.

DEPODAN ÇIKAN KASET
6- 6 çuval belgeyi nasıl elde etmiş? Takipsizlikle sonuçlanan soruşturmadan sonra belgelere ve kasede ne oldu?
- Güney, Kanal D’deki 32. Gün programında belgeleri Ergenekon yapılanması içinde yer alan, ancak bazı isimlerle ters düşen bir binbaşıdan aldığını anlattı. Açığa çıkan bilgilere göre, İstanbul Emniyeti’nin Ocak 2004’te Gaziosmanpaşa’daki bir depoya yaptığı baskında, söz konusu belgeler ve kaset ele geçirildi. Saçan’la bağlantılı olduğu öne sürülen depoda başka soruşturma belgeleri de bulundu. Fatih Başsavcılığı, gizli belgeleri sakladığı için Saçan hakkında dava açtı. Depodan çıkan tüm belgeler Fatih Adliyesi emanetinde saklandı.

Ergenekon soruşturması sürerken, Saçan’la birlikte görev yapan bir polisin ifadesi belgelerin izinin bulunmasını sağladı. İddiaya göre, yine soruşturma sırasında emekli Tuğgeneral Küçük’ün arşivinde de Saçan’la ilgili bazı rüşvet iddiaları bulundu. Yine iddiaya göre, Güney gözaltındayken rüşvet iddialarına ilişkin belgeler, Saçan aleyhine kullanılmak üzere hazırlandı.

Ergenekon iddianamesi açığa çıkınca, bu iddianın da aydınlanması bekleniyor. Saçan, tüm iddialarla ilgili olarak savcılığa kendisi hakkında suç duyurusunda bulundu.

‘DOĞUŞTAN MUSEVİYİM’
7- Güney, serbest kaldıktan sonra ne yaptı? - Dolandırıcılık suçlaması nedeniyle 8 Mart 2001’de tutuklanan Güney, 1 gün sonra talep edilen 3 bin YTL teminatı yatırarak serbest kaldı. İddiaya göre Güney, bir süre sonra 10 yıllık vizesini kullanarak ABD’ye gitti. 32. Gün programında kendisini yurtdışına çıkaran kişinin Saçan olduğunu söyledi.

Güney, ABD’ye gittikten kısa bir süre sonra New York Institute adlı kuruluşta çalışmaya başladı. Zaten hakkındaki soru işaretlerinden biri de ABD’ye gider gitmez nasıl bu tip bir iş bulabildiği. Yurtdışında geçirdiği yıllarda neler yaptığı halen muamma, ancak ABD’de olduğu sanılıyor.

Güney, Ergenekon soruşturması başladıktan sonra Toronto’daki bir kilisenin ‘haham yardımcısı’ olarak ortaya çıktı. Söz konusu kuruluşun internet sitesinde sıfatı “editör” olarak geçiyor. Sitenin Güney’in yaşamını sürdürdüğü Kanada Toronto’da temsilciliği var. Kendi anlatımına göre, “doğuştan Musevi” olan Güney, haham yardımcılığı yapmayı da sürdürüyor. Güney’in bu ülkelerde çalışma ve oturma izni alıp almadığı ise bilinmiyor.

GÜNEY’İN İDDİALARI
8- Güney, Ergenekon soruşturması kapsamında hiç ifade verdi mi? - Hayır. Ama Güney’in anlatımlarını içeren kaset ve belgeler soruşturmanın omurgasını oluşturdu. Ancak Ergenekon iddianamesinde sanık olarak geçtiği belirtilen Güney, savcıların Kanada’ya gelerek ifadesini almasını talep etti.

9- Güney, 2001’de kasede alınan ifadesinde hangi iddialar var? - Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Güney, bu ifadesinde, Ergenekon’un Bilecik’te Veli Küçük ve İP lideri Doğu Perinçek’in katıldığı bir toplantıda yeniden yapılandırıldığını, “Lobi” yapılanmasının belgesini Perinçek ve İP’lilerin kaleme aldığını anlatıyor.

Güney’e göre, Küçük’le DHKP-C arasında yoğun bir ilişki var ve Özdemir Sabancı suikastını da aslında DHKP-C değil, Ergenekon yapılanması gerçekleştirdi. Yine Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis ve emekli Binbaşı Cem Ersever’in ölümlerinin arkasında da Ergenekon var. Güney, Veli Küçük’ün uyuşturucu trafiğinden pay almak isteyen Fransız istihbaratı tarafından tehdit edildiğini de söylüyor, Ergenekon’un Hizbullah ve İBDA-C ile bağlantılı olduğunu da.
10- Güney, basına yaptığı açıklamalarda hangi iddialarda bulundu? - Güney, Yeni Şafak gazetesine çeşitli tarihlerde yaptığı açıklamalarda, Ergenekon’un isterse PKK’yı 1 ayda bitirebileceğini, ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın Ergenekon’un 1 numarası ile görüşmek için Türkiye’ye geldiğini söyledi.

32. Gün programında ise Ergenekon’un sonunun Susurluk’a benzeyeceğini, 1 numaranın ismini söyleyemeyeceğini anlattı. Güney, Yeni Şafak’a röportaj vermediğini, kendisine bu gazeteden Ergenekon zanlılarının ifadelerinin gönderildiğini söyleyince, Yeni Şafak gazetesi İstihbarat Şefi Şaban Arslan da kendisiyle internetten yaptığı görüşmenin kayıtlarını yayımladı.

Önal: Doğrulara senaryo ekliyor
Tuncay Güney’in ifadelerinde söz ettiği ve “Kuzey Irak’a silah götürürken yanımızdaydı” dediği gazeteci Ayşe Önal, Yenişafak gazetesine verdiği demeçte, Güney için, “Tuncay doğruları, içine inanılmaz senaryolar ekleyerek anlatıyor” diye konuştu.

Güney’in 1994 yılında Samanyolu televizyonunun ana haber spikerliği yaptığını hatırlatan Önal, Güney’in kendisini Fethullah Gülen’le tanıştırdığını söyleyerek “Sanıyorum 22 yaşlarındaydı. Bu kadar genç ve deneyimsiz olmasına rağmen kanalda çok güçlü olması beni şaşırtmıştı” ifadelerini kullandı.





CiNAYETLER ANTi-ERGENEKONCULARIN


DÜZEENLEYECEGi CiNAYETLER


2005'te Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt ve Başbakan Erdoğan'a suikast planı yapıldı. (Örgüt, Başbakan Erdoğan yada AKP'den başka bir ismin Köşk'e çıkması halinde şok suikastler düzenleyecekti..)

Suikast planlanan isimler: Yazar Orhan Pamuk, Gazeteci Fehmi Koru, DTP'li Ahmet Türk, DTP'li Osman Baydemir, DTP'li Sabahat Tuncel, Fener Rum Patrigi Bartholomeos, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, İş adamı İshak Alaton.

Yargıtay Başkanlığı'nda üst düzey yöneticiye suikast hazırlığı yapılıyordu.

ŞOK BİLGİLER..

Başbakan Erdoğan'ın 4 danışmanının aileleri fişlendi.

Soruşturmada Tuncay Güney'in belgelerinden yararlanıldı.

Danıştay saldırısını Ergenekon örgütü düzenledi. Danıştay saldırganı Alparslan Aslan ile Muzaffer Tekin'in bağlantısı var. Saldırıda ölen Mustafa Yücel Özbilgin davanın maktüllü gösteriliyor.

Örgütün MİT ve TSK'yla bağlantısı yok.

Cumhuriyet gazetesine atılan bombalar Ergenekon örgütünün eylemidir. Saldırı, Muzaffer Tekin'in talimatıyla yapıldı.

NATO tesislerine saldırı hazırlığı yapılıyordu.

Ümraniye'de ele geçen bombaların ne amaçla kullanılacağı anlaşılamadı.

Ergenekon, Hizbullah ile bağlantılı..

Susurluk ile Ergenekon arasında bağlantılar var

Cumhuriyet gazetesi ulusal medya merkezinin üssü..

9. gizli tanığın verdiği bilgiye göre, Veli Küçük Gazi Mahallesi'ndeki kahvehanenin taranması ve adam öldürme emri verdi.

About irFaN DeRiN GüNDeM

Hi there! I am Hung Duy and I am a true enthusiast in the areas of SEO and web design. In my personal life I spend time on photography, mountain climbing, snorkeling and dirt bike riding.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

KÜRT ACILIMININ TÜM DESiFRESi

iYi iZLE AKP TÜRKiYEYi BÖYLE SATIYOR _______________________________________________________________________ OLASI BiR iSTANBUL DEPREMi OLURSA AMERIKA TÜRKIYEYI ISGAL EDER