Header ads

Header ads
BU DESiFREYi OKUMAK iCiN .RESME TIKLAYIN KONU ARSiViNDEN DE BULABiLiRSiNiZ
» » » » » » » (YENi)ERGENEKONDA GiZLi iSiM CANLI YAYINDA


KARAKUTU ERGENEKONDA GiZLi iSiM TUNCAY GÜNEY
FETTULLAH GÜLEN OKULUNDAN MEZUN SUANDA YAHUDi OLARAK DiN ADAMLIGI YAPIYOR

NOT :ViDEO DiGER ViDEOYA OTOMATiK GECER KAPATMAYIN..



Bugün, 02:38

32. Gün'e Kanada'dan canlı yayınla bağlanan Tuncay Özkan, gündemi sarsacak açıklamalarda bulundu. Ergenekon soruşturmasını başlatan iddiaların sahibi Tuncay Güney Toronto’dan canlı olarak bağlandı ve Ergenekon'un da Susurluk gibi üzerinin örtüleceğini iddia etti..



2001 yılında verdiği ifadelerle , soruşturma sonucunda ele geçen belgeler ve ifadeler birebir örtüştüğü ortaya çıkan Tuncay Güney, Ergenekon’da bilinmeyenleri anlatıyor ve hakkında yapılan suçlamaları 32. Gün’de cevaplıyor.

Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar'ın sunduğu programa Şamil Tayyar, Mehmet Saraç, Can Ataklı ve Fikri Akyüz katıldı.

Tuncay Güney'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Ergenekon" da "Susurluk" gibi bir sonuca varmayacak.

sonra ben konuşursam ortalık karışır diye her iki taraf da (emniyet ve Ergenekon) pasaportumu elime vererek beni yurtdışına gönderdiler.

Türkiye halkı ve gazetecileri çeteler hakkında çok şey bilmiyor...

Ergenekon'un bir numarısını Türkiye'de birçok kişi ve emniyet birimleri biliyor. Neden açıklamıyorlar. Bu ülkenin delisi ben miyimki, açıklayayım...

Devlet içinde bu kadar çeteleşme varken, bunları açıklamak bana mı düşer?

Mahkeme ve savcılar tanıklığıma başvurmak isterlerse kapım açıktır. Ama Türkiye'ye gelmem.

Şamil Tayyar'ın Ergenekon kitabında tekzip edeceğim birşey yok fakat, bağlantılar biraz zayıf alınmış.

Ben Fethullah Gülen'in adamı değilim ve onun özel kalem müdürlüğünü yapmadım. Nurettin Veren, içerdeki siyasi parti liderinin (Doğu Perinçek'i kastediyor) adamıdır, deşifre olunca atıldı.

Çift meslekli gazeteciler var, başka ülkeler için çalışanlar..

Ergenekon içindekiler MHP'li ve İslamcılar değil...

Ergenekon ile ilgili 6 çuval belgeyi Bakırköy'de yine Ergenekon'un içinden bir binbaşından aldım...

Aydınlık'ın yaydığı "imam hatipli olduğum, Fehullah Gülen'in adamı olduğum" türü haberler yalandır.

Öte yandan, Tuncay Güney'in yayından ayrılmasından sonra Şamil Tayyar-Can Ataklığı polemiği başladı. Tayyar, Ataklı'nın Star grubunda patronun askerlik işlerinin takipçiliğini yaptığını ve paşalara yönelik haberler yaptığı söyleyince, Can Ataklı'dan sert tepki geldi.
HaberX






BU KONUNUN EN iLGiNC VE GÖZDEN KACIRILMAMASI GEREKEN UNSURU SUDUR. FETULLAH GÜLEN OKULLARINDAN MEZUN OLANLAR

ATATÜRK DÜSMANI VE MÜSLÜMANLIKTAN HRiSTiYANLIGA VE YAHUDiLiGE MEGiLLi KiSiLER OLARAK KARSIMIZA CIKIYORLAR


HATIRLAYIN FATiH ALTAYLI VE TÜRBANLI KIZ POLEMiGi ATATÜRK'Ü SEVMiYORUM

TUNCAY GÜNEYDE SÖYLENENLERE GÖRE BiR TAKIM KiSiLiK DEGiSTiRMEK iCiN OPERASYONLARDAN GECiRiLMiS

VE ESCiNSEL MUAMELERE MARUZ KALARAK SANTAJLA ZORLA SUC iSLETiLMiS ADETA SUC MAKiNESi HALiNE GETiRi,LMiS

GENELDE YETiM YETiSEN KiSiLERE BU YAPILIYOR

iSTE BiR iMAM HATiPLi VE FETULLAH CEMAATi SiTiLiYYLE YETiSTiLMiS O KIZ

Ergenekon Operasyonu" Tuncay Güney'in 2 Mart 2001'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi'nde verdiği ifade ve teslim ettiği bazı belgelere dayandırılıyor. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz de soruşturmayı Tuncay Güney'in ifadelerine göre yürütüyor. İşte Savcı Zekeriya Öz'ün ifadesine dayandığı Tuncay Güney'in gerçek kimliği!...
Adı: Tuncay Güney.
Çorum'un Kargı ilçesi nüfusuna kayıtlı.
1972 doğumlu.
2001'de aldığı 10 yıllık ABD vizesiyle, 7 yıldır New York'ta yaşıyor.
Tuncay Güney, CIA denetimindeki "New York Institutes" adlı web sitesinin Genel Yayın Yönetmeni!


Babası, Tuncay Güney çok küçükken ölüyor. Yetim ve yoksul. Çorum'da okurken İmam Hatip Lisesi'nde "ağabeyler" tarafından fark ediliyor. İstanbul'a getiriliyor. Ünlü "babalar ve oğullar" uygulamasına maruz kalıyor. Kişiliği yok ediliyor. Suç işleyecek bir makine haline getiriliyor. Irzına geçilerek eşcinsel yapılıyor. Önce İsmailağa dergahına yerleştiriliyor.
Sonra hızla ilerliyor ve Fethullah Gülen tarikatına dahil oluyor. 1989-1991 yılları arasında Fethullah Gülen'in özel kalemi olarak cemaatte görev yapıyor. Altunizade'deki FEM Dersanesi'nin en üst katındaki Fethullah'ın bürosunda randevuları o düzenliyor. Görüşmelere katılıyor. Samanyolu televizyonunun kurulmasını sağlayan ekipte yer alıyor. O dönemde Samanyolu televizyonunda programlar yapıyor.
Zamanın Başbakanı Tansu Çiller ve Bülent Ecevit'i bile programına konuk ediyor. 1993-1996 yıllarında Akşam gazetesinde muhabirliğe başlıyor. 1998 Ocak'ında yayın hayatına başlayan haftalık Strateji dergisinin Haber Koordinatörü görevini yürütüyor.

Tuncay Güney'in o dönemde yaptığı eylemleri de kendi ağzından aktaralım:
-Doğu Perinçek'in Bekaa kampında Abdullah Öcalan'la yaptığı görüşmelerin fotoğraflarını PKK'dan alıp MİT'e getirdim. Lübnan'da PKK'nın adamıyla buluşup, fotoğrafları teslim aldım, getirip teslim ettim.
-Fethullahçıların Erbil'deki kolejinin kapanmasını önlemek için PKK'ya 15.000 doları ben götürüp verdim.
-Tansu Çiller ile Abdullah Çatlı'yı birlikte gösteren fotomontaj fotoğrafı DYP milletvekiline 2.5 milyar lira karşılığında sattım.
-Büyük Birlik Partisi'ninin kuruluşu için Fethullah Gülen'in verdiği para destesini Muhsin Yazıcıoğlu'na teslim ettim.





SAMANYOLU TELEViZYONUDA SUANDA YENi GELiSMELERLE ERGENEKON ACILDIKCA ACILIYOR

YALCIN KÜCÜGÜN APDULLAH ÖCALANLA GÖRÜSTÜGÜ VE SAG KOLU OLDUGU IDDALARI VAR.FETULLAH GÜLENiN MEDYASININ VERDiGi HABER DE YER ALAN SUCLAMALARI COK CiDDiYE ALMAMAK GEREKTiGiNi BiLGiNiZE SUNMAK iSTERiM

PROF.DR YALCIN KÜCÜGÜN BUNLA iLGiLi MAZiSiNi KISACA HATIRLAYALALIM VE GELiSMELERDE NELER OLACAK HEPBERABER GÖRELiM...CÜNKi YAKINDAN TAKiPCiSi OARAK BUNLARI KENDiDE HiCBiR ZAMAN SAKLAMADI

VE SKYTÜRKTE YAPTIGI PROGRAMLARDA SUNU COK ACIK SYLEDiGiNi BiLiYORUZ....

APDULLAH ÖCALAN iYi BiR KÜRTTE BiR ADAM GELDi YALCIN KÜCÜK ONU KEMALiST YAPTI O YÜZDEN DTP'Li LEYLA YANi (LEYLA ZANA) BENiM 3 LiDERiM VAR DEDi.DiYE ACIKLAMASI VARDI...

SUNUDA BELiRTELiM KiMSEYi SAVUNMUYORUZ SADECE DOGRUNUN PESiNDEYiZ.ÜLKESiNi SEVEN ASIK HER TÜRK VATANDASI GiBi...

Simdi gelelim bilgilere......


Prof. Dr. Yalçın Küçük, İskenderun'a Halep'ten gelip yerleşmiş bir ailenin çocuğudur. Baba tarafından Türkmen, anne tarafından ise Kafkasyalı bir aileye mensuptur. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki öğrencilik hayatı boyunca, Fikir Kulüpleri Federasyonu, ardından Sosyalist Fikir Kulüpleri Federasyonu, Dev-Genç ve Türkiye Halk Kurtuluş Partisi olan Fikir Kulübü Başkanlığı'nı yaptı. Siyasal Bilgiler'i 1960 senesinde birincilikle bitiren Küçük, 27 Mayıs ihtilalinde, büyük öğrenci eylemlerinin başında yeraldı. 60 ihtilalinden sonra Devlet Planlama Teşkilatı'na girdi. Burada bir süre çalıştıktan sonra ABD'ye giderek Yale'de lisans eğitimi aldı. 1966'da ODTÜ'de çalışmaya başladı. 1968-70 yılları arasında Sovyetoloji araştırmalarını kitaplaştırdı. Bu kitaptan dolayı sekiz yıla mahkum edildi.

1970'lerde, İşçi Partisi'nin ikinci kez kuruluşu için çalışmalara katıldı. 1973 yılı sonlarında askere alındı. Kıbrıs Barış Harekatı'na katıldı. 12 Eylül 1980'den sonra ise 1402'liklerden biri olarak üniversiteden uzaklaştırıldı. 1983'te Sultanahmet Cezaevi'ne girdi. 1993'te Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasını öne sürerek Paris'e gitti. Çeşitli sol dergiler çıkarttı. Türkiye'ye 1998'de döndü ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2000'de tahliye oldu. Son dönemde özellikle Sabetayistler'le ilgili yaptığı çalışmalarla adından sözettirdi.


TÜRKİYEDE Kİ MASONLAR

Ülkemiz her ne kadar demokrasi ve Cumhuriyet Ülkesi olsada ne yazıkkı Son noktayı başka güçlerin Kullandığıdır. Bu güçler kendilerine eLit tabaka denilen bürokrasiden meclise kadar her yanı sarmiş bir ağ parçası gibidir.Ülkemizin kanını emen gerçek sahipleri kendi sanan Bu insanlar herşeyi saDece kendi çıkarları için kullandıklarını ve bunu yaparken dört bir yanımızı sardıklarını bu yazıylan araştırmacı bir yazar ortaya çıkarıyor herkesin bildiği ama kimsenin söylemeye cesaret edemediği araştırma. Gerçek Kurtlar Vadisi’inde Sebataycıların yönetici, mafya konumundaki altdakilerin günah keçisi, sıradan işçi olduğunu pek az insan farkedebiliyor. Soner Yalçın ‘

Efendi’ adlı kitabını boşyere yazmadı. Bu kitap; çifte dinle ve kimlikle yaşadıkları için su yüzüne bugüne kadar çıkamayan, hain, dönek damgası yemekten korkan ülkemizin gerçek yöneticileri Sebataycıların, Türkiye’nin AB’ne bağlanan umutlarıyla paralel su yüzüne çıkma girişimidir. Bu vitrini hazırlamak Yalçın’ın deyimiyle ‘ dincilere’ bırakılamazdı. Artık herkes onlardan saygı ve korku ile bahsetmeliydi; şapka çıkarmalıydı. Yalçın’ın gayretkeşliği bu yüzdendi. ‘20. yüzyılda Yahudiler iki devlet kurdu biri Türkiye, diğeri İsrail’dir’ diyen Sebataycıların ülkemizde kurduğu gerçek Kurtlar Vadisi’ni okumaya hazır olun…

Derin devlet konusunda ‘Milli Stratejik Konsept’ adlı bir kitap yazan ve Çevik Bir tarafından mahkemeye verilip beraat eden eski MİTci akademisyen dostum Doç. Dr. Nurallah Aydın’ın anlattıkları aslında ‘off the record’ idi. Artık yazmak zorundayım. 27. dereceden mason olan Süleyman Demirel’in en önemli özelliği MİT’de Aydın gibilerle sivil yapılanma kurabilmesiydi.

Demirelle birlikte Aydında tasfiye edildi; zaten anlattıkları intikam içindi. Sebataycıların ‘bizdendi’ diye sahiplendiği Atatürk, mason localarını kapatmıştı ve komunist yapılanmalarına göz açtırmamıştı. Selanik’ten ülkemize getirdiği çoğunluğu yüksek eğitimli ve paralı Sebataycıların Türkiye cumhuriyeti ve inkilaplarının çekirdek kadrosu olduğu doğru bile olsa Atatürk’ün ucu dışarıda olan yapılanmalara soğuk yaklaştığı inkar edilemez. Zaten Türkiye’nin gerçek Kurtlar Vadisi, Atatürk’ün ölümünden sonra TL’ye resmini bastıracak kadar hoyratlaşan İsmet İnönü’nün hediyesidir.







ENSON HABERDE YALCIN KÜCÜK HAKKINDA GELDi...
Küçük Efendi Sabetayist Komplonun Taşeronu mu?

Yalçık Küçük Sabetayistliği abartarak bir komplonunun taşeronluğunu mu yapıyor?
Yalçın Küçük, nevi şahsına münhasır denilen adamlardan... Yakın zamanda Apo'nun danışmanlığından ulusalcılığa uzanan hayat seyri bu iddianın altını çizmek için yeterli… Küçük'ün, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk sevgisinin birden bire neden depreştiğini anlamakta zorlanan ve dahası bunun arkasında bir bit yeniği olduğunu düşünenler için yaptığı kimi açıklamalar bir çok done içeriyor.

Özellikle Soner Yalçın’ın Efendi isimli kitabından sonra bir hayli gündeme gelen ve Yalçın Küçük’ün isim bilim üzerinden yola çıkarak yaptığı açıklamalarla desteklediği Sabetaycılık konusu, Yalçın Küçük’ün söylediklerinin geniş bir yelpazede ses getirmesine vesile oldu. Küçük’ün her taşın altında aradığı Sabetaycılara gerçekten bu kadar güçlü cevap bulması gerek bur soru ama daha da önemlisi, bu faaliyetlerle neyin murat edildiği idi. Küçük’ün geçmişine ve şimdi söylediklerine bakarak iki teşhiste bulunmak mümkün; birincisi Yalçın Küçük gündeme gelmeyi ve popüler olmayı seviyor. İkincisi ise Türk milletinin üzerinde yürütülen psikolojik harbin bir ayağını oluşturuyor. Birkaç temel doğrunun içine bir sürü yanlış katarak aktarmak psikolojik harbin en önemli silahı.

Küçük açıklamaları ve yazılarıyla Sabetaycılık konusunu öyle bir yere getirdi ki sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk tarihinin bütün önemli aşamaları onların marifetiyle gerçekleşmiş. Ünlü herkes Sabetayist, her olumlu icraatın altında onlar var tabii olumsuzların da… Yani Türk milleti neyi yaptığını hangi olumlu işi ürettiğini düşünürse karşısına bir Sabetay komplo çıkartılıyor: İnsanlara "Haa demek bu da onların eseri" dedirtmek suretiyle bütün moral değerlerin alt üst edilmesi hedefleniyor. Nihai hedef, Türk milletini kimliksiz, kişiliksiz, paranoyak, kendine güveni olmayan bir noktaya ulaştırmak. Büyük Yahudi ve Sabetayist komplo da burada devreye giriyor zaten. Türk milletinin bütün değerlerine başarılarına yönelik saldırırın asıl hedefi ise Türkiye Cumhuriyeti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yakın tarihimizde en önemli direnç noktamızı oluşturuyor. Yedi düvelin çullandığı Osmanlı’nın yıkılmasının sürecinde verilen kurtuluş savaşı ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Türk’ün kendine olan güvenini en somut örneğini teşkil ediyor. Şimdi o dirençte yıkılmak suretiyle Anadolu Türklüğü’nün çökertilmesi hedefleniyor. Bunun için Türkiye Cumhuriyeti’nin aslında Türkler tarafından kurulmadığı, bir kurtuluş savaşının verilmediğine Türk milleti ikna edilmeye çalışılıyor. Hangi araçla tabii ki her taşın altından çıkan Sabetayistler marifetiyle…

Yalçın Küçük efendinin şu sözleri bu büyük komplonun delili niteliğinde; “Sabetayistler olmasaydı, cumhuriyeti kuramazdık.” Yani Küçük efendi demek ister ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni bile onların sayesinde kurduk. Onlar ve onların ihtiyaçları olmasaydı Türkler diğer Ortadoğu milletleri gibi işgal edilir ve sömürülürdü. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmakla boşuna övünmeyin!!!


Yok Küçük efendi o kadar uzun boylu değil. Türkiye’de bir Sabetayist elitin olduğu ve nüfuz dayanışması içinde bulunduğu bir gerçek ama bir o kadar gerçek olan bir şey daha var ki, bunların güçleri sizin abarttığınız kadar fazla değil. Yine eğer bur Yahudi ve Sabetayist nüfus varsa yer yüzünde Türklerin engin hoşgörüsü sayesinde. Biz ilk kez devlet kurmuyoruz Hindistan’dan Orta Asya’ya yayılan geniş bir coğrafyada Türklerin egemen olmadığı yer saymak kabil değil. Herkes aklını başına alsın!!! Asıl komplo Sabetayist denilen bir avuç insanı her şeyi yapmaya muktedir göstermeye çalışmaktır. Bu işlerle uğraşan insanların Türk’e olan düşmanlığını şimdi ulusalcı kılıfları perdelemeye yetmez.!!!


Yalçın küçük efendi, Avrupa merkezli olduğunu yönlendirmelerle Türklerin psikolojik dirençlerine saldırıyor. PKK’nın hamisi Fransa’da uzun yıllar kalan Küçük efendi, PKK marifetiyle yıkılmaya çalışılan ama becerilemeyen Türkiye Cumhuriyeti’ni içten çökertmeye ayarlanmış. Bir doğrunun yanında bin yalanı yutturmaya kalkışmanın tipik bir örneğini sergileyen Küçük efendinin küçük hayallerini gerçekleştirmesi mümkün değil. Üzgünüz ama Türk milleti bu topraklar üstünde Allah’ın izni ile sonsuza kadar payidar kalacaktır!!!

alıntı yapılan site açılmadığından önbellektekileri aktardım...


http://66.102.9.104/search?q=cache:clBk6...ient=opera



ÖCALAN VE YALCIN KÜCÜK iLiSKiSi

TVLERDE ÖCALAN iYi BiR KÜRTTÜ YALCIN KÜCÜK DiYE BiR ADAM GELiDi ONU HEM TÜRKCÜ YAPTI HEMDE KEMALiST YAPTI DiYEN KÜCÜK BU BEN

SÖYLEMiYORUM BÖYLE BiR iDDAM YOK AMA ÖYLEYSE COK SEViNDiM CÜNKi LEYLA ZANA BENiM 3 LDERiM VAR ACIKLAMASINDA LEYLA ZANANIN ÖCALANDAN UZAK GÖRÜNMESiNiN BARZANi VE

TALABANiYi LiDER OLARAK GÖRMESi BUNU DESTEKLER NiTELiKTE.

YANi ÖCALANIN KEMALiST VE TÜRKCÜ TUTUMUNDA KÜCÜGÜN ROLÜ OLABiLiR.ÖCALANI TERÖR EYLEMLERiNDEN VAZGECiRMEK...ONU PKK TUTUMUNDAN VAZGECiRMEYE VE iSiN ASIL TEZGAH ALTINDAKiLERi CIKARMAYA CALISMA OLABiLiRMi.

ÖCALANLA O KADAR COK GAZETECi VE YAZAR GÖRÜSTÜKi.MEHMETALi BiRANDLARDAN DOGU PERiNCEKLERE DiNC BİLGİNLERE KADAR VE YALCIN KÜCÜK.

SUNUDA UNUTMAMAKTA FAYDA VAR PKK BASIYLA GÖRÜSÜP ROPÖRTAJ YAPIYORSUNUZ iSiN iC YÜZLERiNi ÖGRENMEK ADINA.

TEK BASINIZA ORDA PKK YI BiTiRMEYE CALISMAK GiBi BiR GÜCÜNÜZ VE LÜKSÜNÜZ OLMADIGINA GÖRE PKK BASIYLA KONUSURKEN FEVRi VE SERT KONUSMALARINIZIDA ORDA PKK KAMPININ iCiNDE YAPAMAYACAGINIZA GÖRE.

PRiKOLOJiK OLARAK DOST GÖRÜNTÜSÜNDE OLMA GEREGi OLDUGUNA GÖRE YA BU HABERi ROPÖRTAJI YAPACAKSINIZ USULÜNE UYGUN GÜLER YÜZLÜ iC YÜZÜNÜ BULMAK iCiN YADA BU ROPÖRTAJI YAPMAYIP

PKK BASININ NE DÜSÜNDÜGÜNÜ PLANLARINI PKK'NIN
FELSEFiK YAKLASIMINI ÖGRENMEYECEKSiNiZ BiLMEYECEKSiNiZ....

SADECE HATIRLATMA MAKSATLI BUNLARIDA DÜSÜNMELi VE ÖNYARGISIZ YiNE TARAFSIZ OLAYLARI iNCELEMELi DiYE DÜSÜNÜYORUM CÜNKÜ YALCIN KÜCÜGÜN ÖCALANA KARDESiNM ARKADASIM DEDiGi SÖYLENiYOR...

YiNE DE SÖYLEYELiM SÖZ KONUSU VATANSA BABAM'A BiLE GÜVENMEM (*_*)

BiLGi PAYLASTIKCA VE DÜSÜNDÜKCE COGALIR.GELiSEN GÜNDEMi VE ÖZELLiKLE TV PROGRAMARINI MERAKLA BEKiLiYORUZ...








Yazar Yalçın Küçük, vatansever hatta ulusalcu görüşüyle bilinir. Çeşitli kanallara çıkan Küçük’ün Öcalan’la yakınlığı bilinmiyordu. Halbuki Küçük bir dönem, APO’dan “kardeşim arkadaşım” diye bahsetmiş.

Medyanın en ateşli hükümet yanlısı gruplarından Samanyolu’nun haber sitesi SamanyoluHaber.com, yazar Yalçın Küçük’ün Abdullah Öcalan’la çekilmiş samimi fotoğraflarını yayınladı.

İşte sitenin o haberi ve fotoğrafları:

Yalçın Küçük'ün bölücübaşı Abdullah Öcalan'la sarmaş dolaş fotoğrafları ortaya çıktı. Bekaa vadisini ziyaret eden şimdilerin 'ateşli ulusalcısı', Öcalan ile 40 yıllık dost gibi pozlar vermiş..

Yalçın Küçük kampta teröristlere kendi bilgi birikimlerini de aktarıyor. Ders ve eğitim de veriyor. Nice mehmetçiğin kanını akıtan ocak söndüren militanlarla ellerini gönül rahatlığıyla sıkıyor. Verdiği samimi pozlar dehşete düşürüyor. Hepsinin ellerini tek tek sıkıyor, Öcalan ile baş başa görüşüp yemek yiyor. Toplu halde bölücülerle sohbet ediyor.




































ERGENEKON PROFESYONELCE KULLANILARAK KAFA KARISIKLIGI YARATILARAK BIRSEYLERi BiRiLERiNiN ÜZERiNE YIKMA VE BU KONU CÖZÜLME ZARFINDA SiYASi BiR TAKIM GELiSMELERiN HERKESiN DiKKATi BU KONU ÜZERiNDE iKEN RAHATCA KARAR VERiP BiR TAKIM PLANLAR YAPILIYORDA OLABiLiR Veli kücük kadıköydeki patrikanede kilisede toplantılar düzenliyen kisi kilisede verilen davet ve toplantılarda kokteylerde resimleri var ve tv kanallarıda normal bir sekilde veriyor bunu bir ALLAH'IN kulu demiyorki bir müslümanın kilisede ne isi var bu normal mi? Ergenekonda alakası olmayan isimlerin alakası olmayan tam aksine o kisilerle zıt görüslere sahip olan kisilerin resimleri cıkarken ,''BiRSEY DAHA CIKTI ORTAYA FETULLAH GÜLEN'iN'' yine elleri üzeerimizde nifak ve hasetcilik cıkararak hem ic catısma cıkarıp

ATATÜRK'Ü yok etme stratejisi hemde ergenekon aracılıgıyla ispiyon ve dosyaların havada ucustugu kimin o dosyaları nerden nasıl hangi baglantıyla buldugukim aracılıgıyla buldugu belli olmadıgı bir ortamda ANLASILAN


''TEK STRATEJi TEK OPERASYON ATATÜRK'E VE LAiK CUMHURiYETE DEMOKRASiYE YAPILARAK MiLLETiN TÜM GÜVENCESiNi VE BiLDiGiNi SAPTIRARAK DOGRULARI SÖYLEYEN BAZI YAZAR VE PROF HOCALARIDA HAZIR BBÖYLE BiR ÖRGÜT CIKMISKEN ARADA BUNLARDA KAYNASIN DENMiSMiDiR DiYE DSÜNÜYORUM''


iSTE O RESiM VE iDDALAR


Emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve Alparslan Arslan fotoğrafının sırrı çözüldü. İşçi Partisi, "Ergenekon ile Danıştay saldırısı arasındaki bağlantının en önemli belgesi" olarak kamuoyuna dayatılılan fotoğraftaki kişinin Alparslan Arslan olmadığını açıkladı. Fotoğraftaki kişinin adını bugün bir basın toplantısı ile açıklayan İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, basına öyle fotoğraflar sunduki hükümet ve Fethullah Gülen'e bağlı medyanın rezilliğini bir kez daha ortaya çıkardı.
İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin'in açıklamasının tam metni.
Amerika’nın; yalancı tanıklar ve sahte kanıtlarla Fetullahçı Gladyo’yu ve AKP’yi kullanarak yürüttüğü ve Cumhuriyetimizi, TSK’ni, Yargıyı ve başta İşçi Partisi olmak üzere yurtsever güçleri hedef alan “operasyon”, bütün kamuoyunun malumudur.

Fetulahçı Gladyo, son yıllarda gerçekleştirdiği saldırıları ve cinayetleri; sözde Ergenekon Örgütü’nün üzerine atarak tertibi yürütmeye çalışmaktadır. Bilindiği gibi tertipte kullanılan en önemli “kanıtlardan” biri, Em. Tuğgeneral Veli Küçük ile Danıştay saldırısının faili Alparslan Arslan’ın birlikte görüntülendiğini iddia ettikleri fotoğraf idi.

Tayyip Erdoğanlar’ın, bu “kanıtın” da içinde olduğu dosyayı Yargıtay’a sunarak, Danıştay saldırısı ile Ergenekon tertibi arasında bağ kurmaya çalıştıkları da basına yansıdı.

İşçi Partisi olarak Tayyip Erdoğanların ve Fetullahçı Gladyo’nun, bu en önemli “kanıtını” araştırdık. Ulaştığımız sonuçları kamuoyunun bilgisine sunuyoruz:

SAVCI ÖZ’ÜN “ORİJİNAL” KANITI

Bu ünlü fotoğraf, 20 Mayıs 2005 tarihinde İsveç’te düzenlenen 5. Dünya Azerbaycanlılar Kongresi’nde (DAK) çekildi. Fotoğrafı çeken de, Kürtçe yayın yapan Azadiya Welad gazetesinden Mizgin Bingöl. Fotoğraf ilk kez, 31 Mayıs 2005 tarihli Azadiya Welad’ta yayımlandı. 2 Ağustos’ta da PKK yanlısı Özgür Gündem’de… Yani Danıştay saldırısından tam 11 ay önce.
Danıştay saldırısından 7 ay sonra 22 Ocak 2007 tarihinde Özgür Gündem bombayı patlattı: Gazete, E. General Küçük’ün yanındaki kişinin Alparslan Arslan olduğunu iddia etti, Danıştay suikastı ve Hrant Dink cinayetiyle bağlantı kurdu. “Operasyon medyası” böylece bu fotoğrafı keşfetti ve fotoğrafı o günden bu yana gündemden hiç düşürmedi.


BALON PATLADI!

Şimdi Fetullahçı Gladyo’nun balonunu patlatıyoruz: Araştırmalarımızın sonunda, fotoğraftaki kişinin Alparslan Arslan olmadığını belirlemiş bulunuyoruz!
Alparslan Arslan olduğu iddia edilen kişi, halen İsveç’in Stockholm kentinde yaşayan “Mehmet” adlı bir Azeri gencidir. Fotoğraftaki kişinin Alparslan Arslan olmadığı, 20 Mayıs 2005’de yapılan Kongrede çekilen diğer dört ayrı fotoğrafla da sabittir.
Elimize geçen fotoğraflar, “Arslan gibi kanıt” diyerek şişirilen balonu patlatmaktadır.

İSVEÇ RESMİ MAKAMLARI: “ALPARSLAN ARSLAN İSMİ, KAYITLARIMIZDA YOK!”

Arkadaşlarımız İsveç’teki Azerbaycanlılar Kongresi’ni (DAK) düzenleyen Dr. Cevad Derahti’yle görüştüler. Derahti, DAK’a katılım listesinde Alparslan Arslan isminde birinin olmadığını ve fotoğrafta Veli Küçük’ün yanında bulunan kişinin de Azerbaycan vatandaşı olduğunu söyledi. Azeri gencinin halen İsveç’te bulunduğunu vurgulayan Dr. Derahti, “Kongreye Türkiye’den bir kişi katıldı, o da E. Tuğgeneral Veli Küçük” dedi.
Kongreye katılan Nahçıvan Eski İçişleri Bakanı Siyavuş Mustafayev de Veli Küçük’ün yanında bulunan ve Alparslan Arslan olduğu iddia edilen kişinin “Mehmet” isimli bir Azeri genci olduğunu doğruladı. Gencin oturma izni olmadığı için sıkıntılar yaşadığını söyleyen Mustafayev, “fotoğrafın yayınlanmasıyla Mehmet kayboldu” dedi.
İsveç Göçmen Dairesi’ne “Alparslan Arslan’ın vize isteyip istemediğini” sorduk. Göçmen Dairesi Basın Merkezi’nden Louise Utter imzası ile kısa ve net yanıt geldi: “Verdiğiniz bu isimde kimse, dairemiz bilgisayarlarının bilgi deposunda bulunmamaktadır.”

DANIŞTAY DOSYASINDA DA İSVEÇ’E ÇIKIŞ YOK

Alparslan Arslan’ın Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği günden 3 gün sonra Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alınmış, yurtdışına çıkış yapıp yapmadığı sorulmuş ve sadece “1998 yılında Avusturya’ya tatil amacıyla gittim” cevabı alınmıştır.

BABA ARSLAN: ALPARSLAN İSVEÇ’E GİTMEDİ

Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan ve avukat arkadaşları da fotoğraftaki kişinin Alparslan Arslan’la uzaktan yakından alakası olmadığını ısrarla belirtiyorlar. Fotoğraf konusunda açıklama yapan İdris Arslan, oğlunun hiçbir zaman İsveç’e gitmediğini söylüyor. Alparslan Arslan’ın 1998 yılında karayolu ile Avusturya’ya gittiğini ve birlikte havayolu ile Türkiye’ye dönüş yaptıklarını belirten Arslan, operasyon medyasında yayımlanan “orijinal” diye adlandırılan fotoğrafla, albümünde bulunan fotoğrafları karşılaştırarak şöyle konuşmuştur:
“Alparslan 1,82 cm. boyunda, General Veli Küçük ise o boyda yok. (Veli Küçük 1,72 cm.) Alparslan’ın kaşları ile gözleri arasındaki mesafe azdır ancak o fotoğraftaki kişide daha fazla. Alparslan’ın boynu ince, diğer kişinin boynu kalın. Ayrıca Alparslan’ı kot pantolon ile görmezsiniz, sürekli takım elbise giyerdi.”

ALPARSLAN ARSLAN: “KESİNLİKLE BEN DEĞİLİM, BASIN ADIMI KULLANMASIN!”
Milli Eğitim müfettişliğinden emekli baba İdris Arslan, kendisine sorulan “basında çıkan fotoğraftaki kişinin boynundan kulaklık da sarkıyor. Alparslan radyo ya da kasetçalar dinler miydi?” şeklindeki sorumuza şu yanıtı vermiştir: “Alparslan’ın kulaklık takması mümkün mü? Siz Alparslan’ın alnına kurşun sıksanız yine o kulaklığı takmaz. Manipülasyon yapılıyor. Burada bir yönlendirme söz konusu. Alparslan ile sürekli görüşüyorum. Alparslan’ın Ergenekon ile hiçbir ilgisi yok.”
Baba Arslan, oğlunun fotoğrafı incelediğini ve “Kesinlikle ben değilim. Basın benim adımı kullanmasın” dediğini söylüyor.
İdris Arslan ayrıca şu bilgileri vermektedir:
“Taraf gazetesine Alparslan Arslan’ın 2005 yılında çekilmiş üç fotoğrafını verdim. ‘Elinizdeki fotoğrafla karşılaştırın ve Alparslan olmadığını anlayacaksınız’ dedim. Ancak hem Taraf gazetesi, hem diğer gazeteler sözlerimi çarpıtarak yansıttıkları gibi daha sonra fotoğraf ‘orijinal’ çıktı diye haber yaptılar.”

EV ARKADAŞI AV. AHMET DOĞAN:
“O RESİMDEKİ KİŞİ KESİNLİKLE ALPARSLAN DEĞİL”

Alparslan Arslan’ın ev arkadaşı avukat Ahmet Doğan da; “Ben Alparslan’la 2 yıl aynı evde kaldım, o resimdeki kişi kesinlikle o değil” diyor.
13 yıllık arkadaşı avukat Mehmet Taşdelen ise “fotoğraftaki kişinin Alparslan’a benzediğini, ama dikkatlice bakınca onunla hiçbir alakası olmadığını herkesin anlayabileceğini” söylüyor.

TERTİPÇİLER, ÇÖKEN TERTİBİN ALTINDA KALACAKLARDIR!

Sonuç olarak fotoğraflar, İsveç makamları, Alparslan Arslan’ın ailesi ve avukatları ve arkadaşları, fotoğrafın o günkü tanıkları ve Emniyet ifadesi, hükümet ve Fethullah Gülen’e bağlı medyanın yalanını ve tertipte oynadığı rolü bir kez daha ortaya çıkartmıştır.
Tertip çökmektedir. İşçi Partisi bugüne kadar “kanıt” diye ortaya atılan bütün yalanları tek tek kamuoyuna açıkladı. İşçi Partisi Genel Sekreteri’nin, bürosundaki hard diskleri yakmaya çalıştığı yalanı, Hayati Özcan’ın evinde ve bürosunda Ege Ordusu’na ve NATO’ya ait gizli belgeler bulunduğu yalanı, yazar Ergün Poyraz’a, JİTEM’den maaş verildiğinin belgesinin İşçi Partisi’nden çıktığı yalanı, Genel Kurmay Başkanı sayın Yaşar Büyükanıt’a suikast yapılacağına dair belgelerin bulunduğu yalanı, Danıştay binasının krokisinin İşçi Partisi’nden çıktığı yalanı vb. vb.
Bütün yalanlarını yalancıların suratına tek tek çarpıyoruz. Tıpkı, şimdi, kanlı Danıştay baskını ile Ergenekon tertibinin arasındaki bağın kanıtı olarak sundukları bu fotoğrafın gerçekte ne olduğunu ortaya çıkardığımız gibi.
İşçi Partisi, Türkiye’nin en “temiz Partisi”dir. Emperyalizm ve işbirlikçileri 40 yıldır bizimle uğraşıyorlar. Bugüne kadar Partimize en ufak bir leke süremediler. Gene hüsrana uğrayacaklardır.
Amerika’nın karanlık tezgâhının “ayakçıları”, tek tek kulaklarından tutularak karanlık köşelerinden çıkarılacak ve Cumhuriyet yargısının önünde, yaptıkları kanunsuzlukların hesabını vereceklerdir.

AYDINLIK DERGiSi

About irFaN DeRiN GüNDeM

Hi there! I am Hung Duy and I am a true enthusiast in the areas of SEO and web design. In my personal life I spend time on photography, mountain climbing, snorkeling and dirt bike riding.
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

KÜRT ACILIMININ TÜM DESiFRESi

iYi iZLE AKP TÜRKiYEYi BÖYLE SATIYOR _______________________________________________________________________ OLASI BiR iSTANBUL DEPREMi OLURSA AMERIKA TÜRKIYEYI ISGAL EDER